Giriş
Şu gerçeğin hakkını teslim edelim... Yerel seçim gündeminde konsantrasyonu en yüksek, en çok çalışan, kampanyasına -tabiri caizseen çok asılan siyasetçi yine Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan.
Siyasetin ciddi iş olduğuna, rehavet kaldırmadığına kim itiraz edebilir? Çünkü sandığın garantisi yok. Bu bağlamda, bir anı dinledim geçenlerde.
Sene 89… 26 Mart yerel seçimlerinde, İstanbul için Bedrettin Dalan ile Nurettin Sözen yarışıyor. Dalan ANAP’ın adayı ve ikinci dönem için oy istiyor. Sözen ise bir tıp doktoru ve SHP’nin adayı...
(SHP o dönem, önce Aydın Güven Gürkan’ı aday göstermek istemiş İstanbul’a. Gürkan, “Beni sevmiyor musunuz? Kaybedeceğimiz seçim için niye beni istiyorsunuz” deyip kabul etmemiş öneriyi...)
Sandığa gidilirken, Bedrettin Dalan favori görülüyor... Hatta o denli favori görülüyor ki; Kulak Burun Boğaz (KBB) Profesörü olan Sözen, 27 Mart Pazartesi öğleden sonraya hasta randevusu vermiş.
Nurettin Sözen, kendisi bile inanmamış yani kazanacağına... Randevu defteri, bu yorumu yaptırmış herkese. Fakat seçmen, Sözen’e 27 Mart 1989 tarihli hasta randevusunu iptal ettirmiş.
Tam 30 yıl önceki bu anı, Ankara’da iki siyasi cephede de anlatılmalı bence. İktidar açısından “İşi sıkı tutmak lâzım” mesajı verilirken...
“Siyasette rehavete yer yok” hatırlatmasıyla birlikte. Muhalefet tarafındaysa, umut ve dolayısıyla motivasyon kaynağı olarak...
NE GEREK VARDI TDK?
Türk Dil Kurumu (TDK) çok insanın ‘başucu sitesi’. En azından biz gazetecilerin. Daha doğrusu, olmalı... Gazete sayfaları ve televizyon ekranlarındaki yazım hatalarına bakıldığında çok daha fazla ziyaret edilmesi gerekiyor www.tdk.gov.tr adresinin.
Sözlükler ve yazım kılavuzlarına her yazıda defalarca başvuran benim gibiler için tatsız bir sürpriz yaptı TDK. İnternet sitesinin arayüzünü değiştirdi.
Tek dert alıştığımız görüntüyü kaybetmek değil. Bu yeni, renkli sayfa kullanışlı da değil. Kullanıcı dostu değil. Eski hâli gayet sade ve bilgiye kolay ulaşılabilirdi. Kim, nesini beğenmedi de değiştirildi acaba? Ne gerek vardı ki?
GÖREV-İSİM UYUMU BU KADAR MI OLUR?
Hafta içinde bazı bürokratlar görevden alındı. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nda koltuğuna veda eden genel müdürlerden birinin görev-isim bütünlüğü dikkat çekti. Kıyı Emniyeti Genel Müdürü Hızırreis Deniz.
Elbette kendisi açısından nahoş bir gelişmeyle gündeme geldi Genel Müdür Deniz ama haber duyulduğunda, görev-isim uyumu itibarıyla, Ankara’da şu espriler de yapılmadı değil: “Bu görev için doğmuş” diyen duydum.
“Bu kadar olur ! Adını bu göreve geldikten sonra değiştirmiş olabilir mi” diye gülümseyerek soran gördüm. “Sadece ismi için bile görevden alınmazmış” diye takılan da oldu.
GEÇEN SENE BUGÜN
23 Şubat 2018 Cuma günkü gazetelerin sürmanşetlerinde, iki gün sonraki Beşiktaş-Fenerbahçe maçıyla ilgili haberler yer alıyordu. İnönü Stadı’nda (Vodafone Arena) oynanan o derbiyi Beşiktaş 3-1 kazanmıştı.
ALPER TAŞDELEN TEŞEKKÜR MÜ TAKDİR Mİ ALACAK?
“31 Mart’ta karnemizi alacağız...” Bu ifade, aynı görev için CHP’den yeniden aday olan Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen’e ait.
10 yaşındaki oğlu Aras, Taşdelen’e demiş ki, “Baba bakalım teşekkür mü alacaksın, takdir mi?” Aras ilk dönem takdir getirmiş bu arada... Alper Taşdelen, “Ben de takdir alacağım” diyor gülerek.
2014’te aldığı yüzde 64.8’i de çıta olarak koyuyor. “Bu oranın altı teşekkür, üstü takdir” diyor. Bakalım 31 Mart’ta, Aras ne diyecek babasının getireceği karneye?
NE GÜZEL LAF
Adamak kolay, ödemek güçtür. (Türk atasözü)
