Size, dört gün önce (13 Temmuz 2020 Pazartesi), AK Parti MKYK ve MYK toplantılarının ardından düzenlenen basın toplantısından bir bölüm aktaracağım...
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik’in, 1995’te Bosna Hersek’te yaşanan insanlık dramına dair açıklamaları aynen şöyle:
YAPILMASI GEREKEN
“Srebrenitsa katliamının 25’inci yıldönümündeyiz. Esasında bugün düşünülmesi gereken mesele, bir daha Srebrenitsalar olmasın diye aradan geçen bu 25 yılda dünya ne öğrendi, neyi hayata geçirdi diye değerlendirmek lâzım. Bunun -bir daha- olmaması için ne yapmamız gerekir diye düşünmek, buna dönük tedbirler almak; hukuki açıdan, yargılama açısından ve askeri açıdan tedbirler almak gerekiyordu.
Maalesef bu açıdan bir adım bile ileri gidilmediğini söyleyebiliriz. Libya’da, Hafter’in terk ettiği yerde toplu mezarlar ortaya çıkıyor. Şimdi Birleşmiş Milletler bu toplu mezarlarla ilgili inceleme başlatacak ama bu Srebrenitsa’dan sonra bir daha bunlar olmasın diye dünyanın ders çıkarmadığının bir başka örneğidir. Aynı şekilde Suriye’de rejim kimyasal silah kullandı, halkını bombaladı...
Türkiye, “Bir daha Srebrenitsalar olmasın” diye kararlılığa sahip bir ülkedir. Gerek Libya’da, gerekse Suriye’de buna izin vermemek için elinden geleni yapmaktadır. Tabii ki Srebrenitsa’da yaşanan acılar emsalsizdir, hiçbir şeyle mukayese edilemez ama Srebrenitsa’yı anarken de benzerlerinin olmaması için neler yapılması gerektiği konusunda bir doğrultuya, bir tefekküre, bir siyasi eylem planına ihtiyaç olduğu da açıktır.”
15 TEMMUZ
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik bu açıklamayı 15 Temmuz’un 4’üncü yıldönümünden iki gün önce yaptı. Hadi gelin, Çelik’in sözlerindeki uygun yerlere ‘Srebrenitsa’ sözcüğünün yerine ’15 Temmuz’u koyalım ve öyle okuyalım…
“FETÖ’nün, 15 Temmuz kanlı darbe girişiminin 4’üncü yıldönümündeyiz. Esasında bugün düşünülmesi gereken mesele, bir daha 15 Temmuzlar olmasın diye aradan geçen bu 4 yılda Türkiye ne öğrendi, neyi hayata geçirdi diye değerlendirmek lâzım. Bunun -bir daha- olmaması için ne yapmamız gerekir diye düşünmek, buna dönük tedbirler almak; hukuki açıdan, yargılama açısından ve askeri açıdan tedbirler almak gerekiyor. (…)
Türkiye, “Bir daha 15 Temmuzlar olmasın” diye kararlılığa sahip bir ülkedir. Buna izin vermemek için elinden geleni yapmaktadır.
Tabii ki 15 Temmuz’da yaşanan acılar emsalsizdir, hiçbir şeyle mukayese edilemez ama 15 Temmuz’u anarken de benzerlerinin olmaması için neler yapılması gerektiği konusunda bir doğrultuya, bir tefekküre, bir siyasi eylem planına ihtiyaç olduğu da açıktır.”
TAM DA BU İŞTE
15 Temmuz 2016 gecesi ve ertesi gün bu ülkede yazılan destan, Türkiye tarihinin çok önemli sayfalarından birini oluşturuyor.
Bu, açık ve net bir gerçek. Fakat bu gerçeği her yıl dönümünde idrak ederken, bundan sonrası için yapılması (ya da yapılmaması) gerekenleri de unutmamak gerekiyor.
O noktada başta ülkeyi yönetenler olmak üzere hepimize hakim olması gereken kararlılık, yukarıdaki metinde yer alıyor.
15 Temmuz için de ihtiyacımız olan, tam da Srebrenitsa örneği için kullanılan bu açık, net ve güçlü ifadeler.