Zamanın birinde, bir adam ölür. Adam, üç evladına miras olarak 17 deve bırakır. Vasiyetine göre; develerin yarısı en büyük çocuğuna, üçte biri ortancaya, dokuzda biri de en küçüğün olacaktır.
Vasiyetteki oranlara göre; en büyüğün payı, 17 devenin yarısı, yani 8 buçuktur.
Ortancanınki 5 tam ve bir devenin 3’te 2’si.
Küçüğünkiyse 1 tam ve bir devenin 9’da 8’i...
Özetle; kardeşler, babalarının vasiyetine göre hareket ederse, develerden en az 2’sini parçalamak zorunda kalacaktır.
İşin içinden çıkamaz, bir bilgenin kapısını çalarlar.
Bilge kişi “Ben develerimden birini size veriyorum” der. Böylece, kardeşlerin aralarında pay edecek 18 devesi olur.
Oranlar uygulanır; Büyük kardeş, 18’in yarısı 9 deveyi alır…
İkinci 3’te biri, 6 deveyi...
Payı 9’da bir olan küçük de 2 devesini.
9 + 6 + 2 = 17.
Bilge kişi “Babanızın size bıraktığı miras, vasiyetine uygun paylaşıldığına göre artık bana devemi geri verebilirsiniz” der.
Peki kıssadan hisse ne?
Matematiğin büyüsü ayrı...
Ama asıl mesaj şu:
Özellikle iş hayatında öyle anlar vardır ki; insan kurallara uymak ister ama aynı zamanda – hikayedeki gibi - develerin ikisini heba etmek de istemez.
Vasiyetteki oranlar üzerinden paylaşım, yarardan çok zarar getirecekse, çözümü bulmaktır esas olan. Ve tabii gerektiğinde kendi develerimizden birini öne sürebilmek.
ÇİKOLATA KUTUSU KARARI VE DEVE HESABI HİKAYESİ
Üç kardeşin baba mirası 17 deveyi paylaşma hikayesini, gündemdeki bir yüksek yargı kararına ithafen yazdım…
Haberi biliyorsunuz… Bursa’da, boş zannedip aldığı çikolata kutusu yüzünden tazminatsız işten atılan temizlik işçisi Emine Arık… 16 yıl sicili temiz çalıştığı taşeron şirketten ‘tazminatsız’ atıldı. Yerel mahkeme Arık’ın tazminatsız işten çıkarmanın hakkaniyet kurallarına uymadığına hükmediyor. Temyiz aşamasında Yargıtay 22. Hukuk Dairesi, mahkemenin kararını bozuyor. Dosya Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’na geliyor. 21 üyenin 7’sinin karşı oy kullansa da, o temizlik işçisi kadın 16 yıllık tazminatından da oluyor, işinden de.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, kanunu kelimesi kelimesine uyguluyor. Evet, kanun bunu diyor ama bir de ‘insan unsuru’ yok mu? Olaya ve duruma göre; insanı bilmek, insanı tanımak gerekmiyor mu karar verirken?
OYUN HAVASI VE ANITKABİR
“Bize her yer Ankara.” Hatta “Angara.”
Cumhur İttifakı’nın AK Partili Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mehmet Özhaseki’nin kampanya şarkısı... Klipte Ankaralılar, başkentin farklı mekanlarında oynuyor, göbek atıyor.
Klip yayınlandı, birkaç saat sonra benzer mesajlar gelmeye başladı: “Görüntülerde her yer var, Anıtkabir yok” şeklinde...
Mehmet Özhaseki’yi arayıp ‘Anıtkabir eleştirisi’ni ilettim... Derin bir nefes alıp şöyle dedi başkan adayı: “Öncelikle, bakın bu bir türkü… Bir oyun havası nihayetinde. Bir oyun havasının içinde Anıtkabir nasıl yer alsın?”
Sonra da şunları söyledi Özhaseki: “Mesela, hazırladığım Kısa Kültür Yolu Projesi Anıtkabir’de bitiyor. Bunu yapmamış olsam, o zaman eleştiri olabilir. Ama bunlar bizim değerlerimiz. Bu konular üzerinden yapılan tartışmalara da üzülüyorum. Böyle ters niyet okumaları, bu tarz yaklaşımları hayretle izliyorum. Şunu da söyleyeyim, en kısa zamanda arkadaşlarımı toplayıp gideceğim Anıtkabir’e.”
HEKİMLİK BÖYLE BİR ŞEY
Fotoğraftaki kişi üroloji cerrahı, Prof. Dr. Bülent Akdoğan…
Elinde tuttuğu da, tam 10 kilogram ağırlığında bir ‘böbrek’ ! Evet, böbrek. İnsan böbreği… Daha doğrusu, böbreğin içinde kaybolduğu bir kitle. Tümör…
31 Aralık günü, Van’dan Ankara’ya acil vaka olarak getirilen 40 yaşındaki hasta Orhan Kozek’i hemen ameliyata almış Hacettepe Üroloji bölümü hekimleri.
Hastanın karnındaki büyümenin sırrı da işte bu şekilde çözülmüş.
Bizler 2019’a geri sayarken, Prof. Dr. Akdoğan ve arkadaşları bir insanın hayatını daha böyle kurtarmış işte.
Hastanın sağlık durumu iyi. Bugün ya da yarın taburcu olacak.
Prof. Akdoğan 2 saati aşan operasyonun zorlu geçtiğini söyledi. “20 yılda, 2 binin üzerinde böbrek ameliyatı yaptım ama ilk kez bu büyüklükte bir kitleyle karşılaştım” diyen Bülent Akdoğan bu vesileyle uyardı: “İdrarda kanama ve karında şişlik varsa aman dikkat edin. Hemen bir hekime başvurun.”