Adnan Tanrıverdi… Son günlerde yine gündemdeki isim... “Mehdi gelecek, ortamı buna göre hazırlamalıyız” sözleriyle tartışılan, ardından da Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Cumhurbaşkanlığı Güvenlik ve Dış Politika Kurul Üyeliği görevlerinden istifasıyla gündemde Tanrıverdi.
Emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi; uluslar arası savunma danışmanlığı ve askeri eğitim şirketi SADAT’ın kurucusu, ASDER (Adaleti Savunanlar Derneği) Onursal Başkanı ve ASSAM (Adaleti Savunanlar Stratejik Araştırmalar Merkezi Derneği) Yönetim Kurulu Başkanı.
Dün kendisini aradım ve olan biten her şeyi sordum. Adnan Tanrıverdi de ilk kez ve açık açık konuştu.
İşte o sorular ve Tanrıverdi’nin cevapları...
● Nereden çıktı bu ‘Mehdi’ gündemi?
- Kasım 2019’da Uluslararası İslam Birliği Kongresi yaptık ASSAM olarak. Oradaki konuşmamızdan bir bölüm cımbızlanarak yanlış istikamette basına intikal ettirildi. İyi niyetli değil tabii bunlar. Bizim söylediğimizi anlamamaları mümkün değil ama toplum tarafından yanlış anlaşılabilecek şekle sokulup öyle servis yapıldı.
● Mehdi ifadesiyle sizin kastınızın Sayın Cumhurbaşkanı olduğu gibi bir algı oluşturulduğunu mu söylemek istiyorsunuz?
- Yani bilemiyorum tabii de, ondan ziyade bizim, hani mehdiyi bekleyen meczup bir şahıs olduğumuz gibi bir izlenim verilmeye çalışıldı. Aslında buna ortam hazırladığımız gibi algı oluşturulmak istendi. Böyle değil ama.
YEMEN, 2014…
● Peki siz hangi manada söylediniz bu ‘mehdi’ meselesini?
- 2014’te İslam ülkelerini dolaştık. Yemen, Sana’da İman Üniversitesi Rektörü Abdülmecid Zindani ile görüştük. Biz de ASSAM’ı kurmuşuz…
“İslam dünyasının bir irade altında toplanması için hangi müesseseler gerekir? Bu müesseselerin mevzuatı ne olsun?” diye çalışma yapan bir dernek, bir merkeziz… Dolayısıyla, ben de kendilerine sordum, “İslam Birliği olacak mı?”, “Olacak” dedi.
“Ne zaman olacak?” dedim, “Mehdi hazretleri geldiği zaman olacak” dedi. “Mehdi hazretleri ne zaman gelecek?” diye sordum, o da “Orasını Allah bilir” dedi. Dedim ki “Hocam, bizim yapacağımız bir şey yok mu?
Yani bu ülkelerdeki bu kan, bu zulüm, bu işgal, bunları önlemek için bu ülkelerin bir irade altında toplanması için bizim yapacağımız bir şey yok mu?” O da “Gelecek olan mehdi hazretlerine zemin hazırlamak” dedi.
● Peki şimdi neden gündeme geldi bu konu?
- Bizim 19-20 Kasım 2019’da yaptığımız ve 45 İslam ülkesinden temsilcilerin katıldığı kongrenin kapanış konuşmasında ben, “Geçmişte İslam ülkelerini ziyaret ettiğimde, Yemen’de böyle bir söylemle karşılaştım, biz onu bir tarafa bırakalım kendimiz bugün İslam birliğinin olması için ne müesseseler lâzım, bir model olarak bunu ortaya koymaya çalışıyoruz” dedim.
“MEHDİ BEKLENTİSİNİ TENKİT ETTİM”
● Yani siz o ‘mehdi’ ifadesini, “Bizim işimiz bu olmalı” değil de, “Böyle diyenler de var ama…” şeklinde kullandığınızı mı söylüyorsunuz?
- Ben mehdi beklentisini tenkit eden bir konuşma yaptım. Yani serzeniş yapıyorum. “Bunu mu beklememiz lâzım” diyorum. “Bizim bir şeyler yapmamız gerekmez mi, biz birlik için çalışmamalı mıyız?” diyorum.
O inanışa, bekleyişe serzeniş olarak söylüyorum yani. Tabii o inanç, öyle inananlar olur, olmaz o ayrı bir konu ama biz tembel bir şekilde, herhangi bir şey yapmadan bekleyemeyiz. Bugün İslam ülkelerindeki sorunlar neler, çözümleri neler, bizim bunları düşünmemiz lâzım.
Benim dediğim bu. Ama benim o beklentiye serzeniş olarak söylediğim şeyi, “Mehdi’ye ortam hazırlıyor” diye yazdılar. Tam tersi, tam zıttı oysa…
İSTİFA GÖRÜŞMESİ VE ERDOĞAN'IN SÖZLERİ
● Ve bu durum Sayın Cumhurbaşkanı nezdinde bir rahatsızlık yarattığı için mi siz istifa ettiniz?
- Hayır. Onda değil bende rahatsızlık yarattı. Burada tabii kurumsal bir kimlik var. Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanıyız, yakınındayız. Bunun yanlış bir şekilde, tezvirat hâline dönüştürülüp gündemde tutulması ve her gün biraz daha ilaveler yapılması, bundan 10 sene önce, 20 sene önce söylediklerimin de çarpıtılarak gündeme taşınması beni rahatsız etti.
Ve nihayetinde Cumhurbaşkanının elini rahatlatmak üzere ben kendilerine dedim “Bu görevlerden affımızı istiyoruz.” Sonra istişare ettik. “Evet” dedi, “Bu hücumlar artarak devam ediyor, sizi rahatsız edecekler” dedi. Onun üzerine benim teklifimi onayladı. İnşallah bu ayrılma işi böyle devam edecek. Sonuç bu yani.