Dünyanın bisiklet başkenti Amsterdam’dan bildiriyorum. Beşiktaşımızı, UEFA Avrupa Ligi’ndeki ilk maçında, Ajax karşısında desteklemeye geldik.
Hollanda’nın başkentinde bisiklet sayısı neredeyse insan nüfusundan fazla. Ve ‘velespit’lerin trafikteki geçiş önceliği yayaların bile önünde burada. 7’den 70’e değil 3’ten 83’e, 2 tekerlek üzerinde yaşanıyor Amsterdam’da hayat. İşte bu ortamda size çok özel bir bisikletçiyi tanıtacağım. İşte genç sporcunun, kendi ağzından hikayesi…
* Ben Burak Uzun, 29 yaşındayım. Türkiye şampiyonu profesyonel downhill/enduro sporcusu ve içerik üreticisiyim. Hacettepe Üniversitesi Jeoloji Bölümü mezunuyum, ancak üniversitedeyken kendi şahıs şirketimi kurarak hobimi mesleğim haline getirdim.
NEDİR BU SPOR?
* Dağ bisikletinin en tecrübeli ve en riskli branşıyla ilgileniyorum. Tüm dünyada bu spor ‘Downhill’ olarak biliniyor. Kısaca özetlemek gerekirse, Downhill yüksek hızla dik yamaçlardan aşağıya yapılan bir dağ bisikleti disiplinidir. Bu spor, özellikle taşlı, köklü ve engebeli arazilerde zorlu parkurlarda gerçekleştirilir. Downhill bisikletleri, bu zorlu koşullara uygun olarak güçlü süspansiyon sistemleri, geniş lastikler ve sağlam fren donanımlarına sahiptir. Downhill genellikle yarış formatında yapılır ve sporcular, belirlenen parkurda en hızlı süreyi elde etmek için birbirleriyle yarışırlar.
TEHLİKELİ Mİ?
* Yüksek hız ve teknik inişler, bu sporu adrenalin dolu ve tehlikeli hale getiriyor. Bu yüzden sporcular, tam koruma sağlayan kask, eldiven, dizlik, dirseklik ve vücut koruması gibi ekipmanlar kullanarak olası kazalarda alınan darbeleri minimuma indiriyor. Ancak burada sporcunun tecrübesi de çok önemli bir faktör, çünkü bu sporda alınan riskleri sporcu kendisi belirliyor.
* Ne yazık ki bu spor ülkemizde henüz yaygın değil. Bunun en büyük sebebi, yeterli bisiklet parklarının olmaması. Burada şehirlerdeki kaykay parklarından bahsetmiyorum; kayak pisti olan her dağ lokasyonunda bu spor yapılabilir. Ancak bunun için doğru şekilde hazırlanmış parkurlara ihtiyaç var. Bu konuda danışmanlık verdiğim belediyeler ve özel şirketler oldu ancak henüz büyük bir kayak merkezine hizmet verme fırsatı bulamadım. Böyle bir proje olursa, büyük bir keyifle destek vermek isterim.
* Kendimi geliştirmemdeki en büyük etken, 15 yıldır kendime özel parkurlar hazırlamam oldu. Yurt dışındaki bisiklet parklarında edindiğim deneyimlerle bu parkurları pekiştirip sürüş seviyemi sürekli olarak yükselttim.
Geçtiğimiz yıl, tren boşluğu üzerinden atlayış yaptığım bir proje için Kanada Whistler’a gidip kendi rampamı inşa etmiş ve o atlayışı gerçekleştirmiştim.
PAHALI MI?
* Döviz kuru nedeniyle bu spor her geçen gün daha da pahalı hale geliyor ve yaygınlaşmasına rağmen, maliyetler yüzünden ulaşılması zorlaşıyor. Spor kariyerim boyunca edindiğim sponsorlarım var ancak ne yazık ki onların desteği de sınırlı. Ben de bu sebeple katılacağım etkinlikleri en doğru şekilde seçmeye özen gösteriyorum. Elbette gönül ister ki hepsine katılayım fakat şu an için bu pek mümkün görünmüyor.
* Bu sporun günümüzde pahalı hale gelmesi nedeniyle, gençler genellikle daha düşük kaliteli bisikletlerle bu spora adım atıyor. Bu sebeple, imkânı olanlara başlangıç için ortalamanın üstünde bir bisiklet tercih etmelerini, imkânları daha sınırlı olanlara ise gereksiz riskler almadan, adım adım ilerlemelerini tavsiye ediyorum. Türkiye, bu spor için adeta bir cennet. Özellikle Kapadokya’da bisiklet sürmelerini şiddetle öneririm; bölge, bisikletle bambaşka bir keyif sunuyor. Tabii her sürüşte, yukarıda da belirttiğim gibi, güvenlik önlemlerini eksiksiz almak çok önemli. Bu sporun sonu yok. Her yaştan insan her gün başlayabilir. Önemli olan, bu süreçten keyif alırken kendinizi korumanız gerektiğini unutmamak.