“Darbeyi kim durdurdu?” sorusu gündeme her gelişinde, kimi “Ordu içindeki darbeci olmayan diğer askerler” diyor, kimi “Cumhurbaşkanı Erdoğan” cevabını veriyor.
Darbeciler köprüyü kapatır kapatmaz tankları ilk gördüğünde sokağa çıkan halkın gücü olmasaydı darbenin durdurulması imkanı yoktu.
Hava Kuvvetleri’nin darbecilere karşı ilk uçağı 16 Temmuz saat 04.00’ten sonra uçurabilmiş olması bazı şeyleri anlatıyor sanırım. Elbette Erdoğan’ın gece yarısı çağrısı önemli ama halkın saat 22.00’den itibaren sokakta olduğunu unutmamak gerekiyor. Dolayısıyla darbecileri asıl püskürten halktır. FETÖ’nün de hesap edemediği buydu.
Direnen halk
Darbe gecesi olduğu gibi sonrasında da gözlemim sokakta AKP’ye yakın insanların olduğuydu. Karşı taraf ise direnenleri İŞİD’çiye varan suçlamalarla küçümsemeye çalışıyordu. Oysa sokakta herkes olmalıydı. 18 Temmuz 2016 günü Habertürk televizyonunda katıldığım “Enine Boyuna” programında buna değindim. Aynen şunları söyledim:
“Darbenin ana amaçlarından biri Tayyip Erdoğan’ın öldürülmesiydi. Evet Erdoğan’dan nefret edebilirsiniz. Ama muhalefet partilerinin Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’nın hedef alındığını unutmadan, sadece kınama ya da darbeye karşı bildiriyle yetinmek yerine MHP’nin, CHP’nin taraftarlarını sokağa çıkmaya davet etmesi gerekirdi… Tayyip Erdoğan’ı sevin sevmeyin, mesele darbeye karşı olmaktır. FETÖ artık harekete geçmiş bundan sonra sizin kaybedecek hiç bir şeyiniz yok. CHP yönetiminin CHP’lileri darbecilere direnmek için sokağa çağırmasını bekliyorum hala.”
‘Tamam çağıralım da…’
Programa bağlanan CHP’li Bülent Tezcan, “Çağrıyı bizzat ben yaptım. Darbeyi haber aldığımızda üç milletvekili bizzat Meclis’e gittik” dese de çağrısının partililere ulaşmadığı açıktı. Meğer ben 18 Temmuz 2016 günü çok hassas bir yere dokunmuşum. Başbakan Binali Yıldırım, 15 Temmuz’un yıldönümünde yaptığı açıklamada CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun o gece kendisini aradığını söyledi. Yıldırım, “Meydanlara inelim” deyince Kılıçdaroğlu, “Tamam insanları çağıralım da, onların güvenliğini kim sağlayacak…” cevabını vermiş.
Doğrusu “Haksızlık yapmış olabilir miyim?” diye düşünüyordum. Ama Başbakanın açıklaması, seçmenlerinin sokakta olmamasında Kılıçdaroğlu’nun bu tavrının etkisi olduğunu gösteriyor.
Muhtemelen Bülent Tezcan da bunu yeni öğrenmiştir. Neyse benim için bu konu netlik kazandı. CHP bu hafta başlayan Akıncı Üssü davasında müdahil olmak için dilekçe verdi. “Kontrollü darbe” kavramını ortaya atanların davaya müdahil olması onlar için de olumlu gelişme.
04 Ağustos 2017, Cuma 05:00
Haberin Devamı