19 Ocak 2007’te işlenen Hrant Dink cinayetinde tetikçi, polis, jandarma, gazeteci, müfettişler hakkında dava açıldı ama bugüne kadar yargı ayağına dokunulmadı. Nihayet, FETÖ’nün firari savcısı Muammer Akkaş hakkında dava açıldı. Gerekçe, Akkaş’ın, 2010 yılından aldığı ve 2.5 yıl sümenaltı ettiği Dink cinayetinde kamu görevlileri ile ilgili soruşturmada, FETÖ’cü polisler Ali Fuat Yılmazer ile Ramazan Akyürek’i kurtarmak için cinayeti Ergenekon davasında yargılanan bazı kişilerin planladığına dair düzmece ifadeler alması. Firari FETÖ’cü savcı Muammer Akkaş, halen Dink cinayetindeki sorumlulukları nedeniyle tutuklu olarak yargılanan Yılmazer ve Akyürek’i kurtarmak için başka suçlardan tutuklu olan Hacı Ali Hamurcu’dan 14 Mart 2012’de, Ümit Denktaş’tan 7 Kasım 2013 tarihinde baskı ve yönlendirme ile ifade almakla suçlanıyor. Aynı zamanda 17/25 Aralık operasyonu savcılarından olan FETÖ’cü Muammer Akkaş’ın açığa alınmasından sonra Hacı Ali Hamurcu 9 Şubat 2015’te savcılığa yeniden başvurarak, cinayeti Ergenekon davasında yargılanan bazı kişilerin planladığına dair ifadesinin Akkaş’ın yönlendirmesiyle alındığını ve kabul etmediğini söyledi. Ümit Denktaş da 22 Haziran 2015’te verdiği ifadede Akkaş’ın baskı ve yönlendirmesiyle ifade verdiğini anlattı. Dink cinayeti soruşturma savcısı Gökalp Kökçü, bu nedenle Akkaş hakkında 58 yıla varan hapis istemiyle iddianame düzenledi.
Önemli ama eksik
Bu adım Dink cinayetinde yargı ayağının ortaya çıkması için önemli, ama eksik. Çünkü Dink cinayetinde yargı ayağı ortaya çıkarılacaksa, buna ilk soruşturmayı yürüten firari FETÖ’cü savcı Fikret Seçen’den başlamak gerekli. Seçen ve ona yardım eden Selim Berna Altay, 2007’de kamu görevlilerinin sorumluluğunu gördüğü halde bunu iddianameye yansıtmadılar. Yalnızca tetikçilerin yargılandığı Dink davası beş yıl sürdü. Başkanlığını FETÖ’den tutuklu hakim Rüstem Eryılmaz’ın yaptığı 14 Ağır Ceza Mahkemesi, 17 Ocak 2012 tarihinde tetikçi Ogün Samast ve azmettirici Yasin Hayal hakkında çete oluşturarak cinayet işlemekten hapis cezası verirken, suikastın arkasında örgüt olmadığına hükmetti. Kararla Hayal ve Samast’ı azmettiren polis muhbiri Erhan Tuncel de beraat ettirildi. Tuncel’in beraat etmesinde, FETÖ’nün kripto haberleşme sistemini kullandığı için tutuklanan avukatı Ercan Soruklu aracılığıyla FETÖ’nün yayın organı Zaman gazetesine gönderdiği mektup önemli rol oynadı.
Beraat kararından önce Tuncel’den Zaman’a mektup
Tetikçi Ogün samast, azmettiriciler Erhan Tuncel, Yasin Hayal gibi isimlerin yargılandığı 14.Ağır Ceza Mahkemesi kararını açıklamadan Zaman gazetesine teslim edilen Tuncel’in mektubu tuhaftı. Gazete soruları bilgisayarda yazmış altlarına cevap için boşluk bırakmıştı. Tuncel de kararın açıklanacağı gün mahkemeye gelirken elleri kelepçeli olarak o boşlukları doldurmuştu. Mektup, mahkeme kararını açıklanmadan FETÖ’nün yayın organı Zaman gazetesine teslim edildi. Zaman gazetesi muhabiri Yakup Çetin imzasıyla yayınlanan mektupta Tuncel, cinayetin arkasında Ergenekon benzeri yapılanma olduğunu belirtirken, Ali Fuat Yılmazer ile Ramazan Akyürek’in bu cinayet nedeniyle mağdur edildiğini yazdı. Avukatının mektubu Zaman’a verdiği 17 Ocak 2012’de kararını açıklayan mahkeme “arkasında örgüt yok” dediği davadan Tuncel’i beraat ettirdi. Erhan Tuncel’in mektubu 20 Ocak 2012 günü Zaman gazetesinde yayınlandı. Mahkemenin “cinayetin arkasında örgüt yok” kararına kamuouyu tepkisi üzerine FETÖ’cü hakim Rüstem Eryılmaz Vatan gazetesine, “Kararın kendi içine de sinmediğini, cinayetin arkasında örgüt var ama delil yok” açıklamasında bulundu. Davanın FETÖ’cü savcısı Hikmet Usta ise ertesi gün yaptığı açıklama ile “örgütte var delil de” dedi. Ardından 2012 yılı Mart ayı başında Yargıtay’a, cinayetin arkasında Ergenekon olduğuna dair itiraz başvurusunda bulundu.
Kamu görevlileri yerine Ergenekon’a yöneldi
FETÖ’cü duruşma savcısı Hikmet Usta Yargıtay’a verdiği dilekçenin “Ergenekon terör örgütü irtibatı" başlıklı bölümde, “Sanıkların, Ergenekon davası sanıkları ile eylem ve amaç birliği içinde bulundukları, ana yapı Ergenekon ile Trabzon’daki hücresel yapının aynı suç işleme DNA ve gen özelliklerine sahip oldukları anlaşılmaktadır" değerlendirmesi yaptı. Dilekçede, Ergenekon örgütünün Trabzon ayağında da bu yapıda gençleri hedef seçtiği ve örgüte dahil ettiğinin görüldüğü kaydedilirken, Erhan Tuncel’in tahliye olduktan sonraki “Cinayeti Ergenekon işledi" şeklindeki açıklamalarına yer verdi Ardından devreye kamu görevlileri ile ilgili soruşturmayı yürüten Muammer Akkaş girdi. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararı gereği, Dink cinayetinde ihmali olan kamu görevlileri ile ilgili soruşturma yapması gereken Savcı Hikmet Usta, cinayetin arkasındaki FETÖ bağlantısını gizlemek ve FETÖ’cü istihbaratçılar Ali Fuat Yılmazer ile Ramazan Akyürek’i kurtarmak için başka suçlardan tutuklu olan Hacı Ali Hamurcu ve Ümit Denktaş’tan baskı ve yönlendirmeyle ayrı ayrı ifade aldı. Akkaş, kamu görevlileri yerine, 2004-2006 yılları arasında Dink’i tehdit eden Veli Küçük, Kemal Kerinçsiz gibi Ergenekon davası yargılanan bazı isimleri yeniden dosyada sanık yaptı. Bu isimler aleyhine tanıklık yapmaya zorlanan Hacı Ali Hamurcu ve Ümit Denktaş, geri çektikleri ifadelerinde, cinayetin Hrant Dink hayattayken onu mahkeme salonlarında darp eden, tehdit eden Ergenekon davası sanıkları tarafından planlandığı yönündeki ifadelerinin, Muammer Akkaş’ın baskı ve yönlendirmesiyle alındığını anlatılar. FETÖ’nün tüm bu oyunu 17/25 Aralık operasyonunda FETÖ mensubu yargı üyelerinin açığa alınmasıyla bozuldu. Dolayısıyla Akkaş bu suçu işlerken yalnız değildi, FETÖ’nün yargı ayağı da arkasındaydı.
26 Şubat 2018, Pazartesi 05:00
Haberin Devamı