Şahsen ben, yaz ve sıcaklarla arası olmayan biriyim. Güneşe karşı olan fiziksel ve ruhsal hassasiyetim bu mevsimi biraz sıkıntılı geçirmeme neden olur. Ne var ki tatil bekleyen yakınlarımı da kıramayacağımdan farklı ama güzel, eğlenceli aynı zamanda da dinlenilebilecek fırsatlar yakalamak da bana kalır.
Benim gözümde Türkiye bir cennet. Deniz güneş kum üçlüsünün yanı sıra doğa, tarih, lezzet ve sanat gibi diğer detayları da içinde barındıran pek çok mükemmel yere sahip. Bütün bunlara aynı anda sahip olan gerçekten dünyada az yer var. E ben hep ailecek tatile gittiğimizde bunlardan bir ya da birkaçını da yakalayabileceğim yerleri tercih ederim.
Evli iken bir Edremit gelini olarak bırakın yaz aylarını kışları bile Balıkesir bölgesinin nimetlerinden yararlanmışızdır. Cunda’dan Küçükkuyu Assos’a kadar uzana geniş bir gezi alanımız olurdu. Orada her gün başka bir yeri gezer, başka bir kıyıdan kendimizi denize atardık. O bölgeye gelen yerleşik yazlıkçıların dışında birkaç sene öncesine kadar çok tercih edilen bir yer değildi oraları. Açıkçası Antalya, Bodrum, Çeşme ve buralardaki geniş imkanlı konaklama alanları ailelerin ilk tercihi olurdu.
E tabi normal çünkü çocukla tatile gitmek kolay değil. İster bebek olsun ister biraz daha büyük çocuk beraberinde düşünmeniz gereken pek çok şey var. İnanır misiniz 15 sene önce Sinan’la ilk tatile gittiğimizde küvetini bile yanımızda taşımıştık!
Acemilik tabi, o kadara da gerek yokmuş!
Bebekken değil ama oğlum büyüme başladığında gittiğimiz tatillerde ona biraz birikim de kazandırma istedim hep. Zaten tatil anlayışı da değişti. İnsanlar saatlerce uzanıp hiç bir şey yapmamayı değil, farklı tecrübeler kazanmayı tercih ediyor. Doğanın, varsa tarihi bölgelerin keyfini çıkarmak, yerelleşmek, oradan biri gibi olmak istiyor. O yüzden eski kocamın beldesi her zaman gözdem oldu. Bir de tabi dönerken aldığımız zeytinler, zeytinyağları, peynirler hatta yoğurt ve höşmelim bize uzun süre sofralarımızı şenlendirirdi. Bir yandan nefis denizin tadını çıkartır bir yandan da doğanın ve bulduğumuz gizli noktaların tadını çıkartırdık. Doğrusunu isterseniz kalabalık ciddi bir sorun oluyordu çünkü tatillerde...
Eğer bu sene bu bölgenin tadını çıkartamayanlardansanız size samimi bir önerim var. Gerçekten tarihi yapısı, hikayelerle dolu dar sokakları, deniz ve adalar manzarası ile bir liman kasabası olan Ayvalık bölgesine biraz uzanın. Çocuklarınızla rahat edebileceğiniz bir yerde de konaklamak için size Paşa Koyu’ndaki Murat Reis Oteli’ni (www.muratreisayvalik.com.tr) öneririm. Bir kere harika bir manzarası var. Uyandığınız zaman kendinizi doğal dev bir havuzda hissediyorsunuz. Hatta 1970’lerdeki pek çok Türk filmi burada çekilmiş! Konforlu odaları, yemyeşil doğası, birbirinden lezzetli tatlardan oluşan yemekleriyle gerçekten çok hoş burası. Ama çocuklu aileler için daha da önemlisi denizi… Kumsalı derin değil. Yürü yürü, oldukça uzun bir süre hep diz boyu ve çocuklarınız için çok rahat. Onların tepelerinde dikilip beklemenize gerek olmuyor.
Tabi çocuk kulübü ve oyun alanları var. Önemli bir nokta daha var ki burası hayvan dostu bir otel. Kedi ve köpeğinizle de gelebilirsiniz. Onlara da kapılarını açıyorlar. İki bölümden oluşan bungalovlarda hayvanınıza özel yatak ve yemek de veriliyor.
Buradayken Cunda Adası’na geçebilir, Şeytan Sofrası’na çıkabilir, farklı plajlardan denizin tadını çıkarabilir, yeni yeni oluşmaya başlayan Sanat Köyü Küçükköy’ü gezebilirsiniz. Dolu dolu bir tatil yapmak isteyenlere gerçekten öneririm.
16 Haziran 2017, Cuma 16:30
Haberin Devamı