Giriş
İstanbul Sözleşmesini değiştirmek isteyen erkekler kendilerine yeni bir hedef seçtiler. Üçü de ülkemizin tanınmış isimleri... Tuttuğunu koparan isimler... Profesör Dr. Aşkın Asan, AK Parti eski milletvekili, İstanbul Sözleşmesi’ni takip etmekle görevli komisyonun, GREVİO’nun Başkanı. Kezban Hatemi, toplumsal konularda duyarlılığı ve mücadelesiyle tanınan bir avukat ve Demokrasi Platformu Başkanı. Aylin Nazlıaka, yeni seçilen CHP Kadın Kolları Genel Başkanı.
Son bir ayda yaşananların kısa özeti şöyle;
Yeni Akit yazarı ve muhafazakar dünyanın tanınan isimlerinden Abdurrahman Dilipak’ın İstanbul Sözleşmesi’ni savunan AK Partili kadınlara yönelik ağza alınmayacak hakaretleri, alttan alta kaynayan kazanın kapağını fırlattı. AK Parti içindeki fırtına herkesin dilinde.
AK Parti Kadın Kolları, Dilipak aleyhinde 81 ilde hakaret davası açmaya karar verdi. AK Partili kadınların çoğunluğunu oluşturduğu KADEM (Kadın ve Demokrasi Derneği) de bu tartışmalar sırasında İstanbul Sözleşmesi’ni savunan açıklamasıyla tarafını belli etti.
Partinin önde gelen sözcüleri ve kanaat önderleri, gazetelerde, TV kanallarında ve Twitter’da, Sözleşme’nin aleyhinde konuşmalar yapıyor. Her geçen gün, hem sözleşmeye hem KADEM’e hem de genel olarak kadınlara yönelik olarak daha da sertleşen ifadelerle karşılaşıyoruz.
Derken “Türkiye Aile Meclisi”adlı örgütün Başkanı sıfatıyla Yeni Akit gazetesinde sık sık demeçleri yayınlanan Adem Çevik sahneye çıktı.
Dün Kezban Hatemi’yle buluştuk. “Nedir bu Adem Çevik olayı?” diye sordum. Kezban Hatemi’ye göre, bu Dilipak olayından kaynaklanan bir misilleme. AK Partili kadınlar Abdurrahman Dilipak hakkında 81 ilde dava açmaya başlayınca, Dilipak çevresi de biri CHP’li üç ismi seçip hedef haline getirme çabası içine girdi. Amaçları İstanbul Sözleşmesi’ni kadük etmek...
Ciddi bir yarılma
Adem Çevik, suç duyurusunda bulunurken, Asan’ın, Hatemi’nin Nazlıaka’nın sözlerini hatırlatıyor: Aşkın Asan, “İstanbul Sözleşmesi’ne karşı gelenler FETÖ örgütüne bağlı, Twitlerini Panama’dan atıyorlar,” şeklindeki sözleri nedeniyle; Kezban Hatemi “Dünyayı erkekler mahvediyor, savaşları çıkaran erkekler, öldüren erkekler” değerlendirmesinden ötürü hedef tahtasında. Aylin Nazlıaka, ise “İstanbul Sözleşmesi’nden eşine, sevgilisine ya da hiç tanımadığı bir kadına şiddet uygulayan, katleden, tacizci, tecavüzcü erkekler rahatsız” dediği için şikayete konu edilmiş.
Çevik’e göre, Sözleşme, aileyi hedef alıyor, eşcinselliği teşvik ediyor, “cinsel tercih”i insan hakkı olarak dayatıyor. Çevik’in suçlamaları uzayıp gidiyor. Listesi de uzayıp gidiyor. Hedef aldığı isimlerden biri de sözleşmenin hazırlanmasında emeği geçenlerden AK Partili Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin.
AK Parti’nin kadınlarıyla, AK Parti’nin erkekleri arasında patlak veren ayrılık, nasıl bir yol izleyecek, bunu öngörebilmek kolay değil. Ancak şu açık: Bu mesele, temel bir hak meselesi, temel bir demokrasi meselesi olarak Türkiye’nin gündemini meşgul ediyor. AK Parti’nin gelecek politikalarını merak edenler için bir turnusol kağıdı.
Çok farklı tahliller mümkün olsa da bu aşamada bizi esas ilgilendiren şu: Kadınların haklı olduğunu erkeklere anlatacak ve kabul ettirecek iradenin oluşabilmesi. Bunu yalnızca bir kitlenin değil, adalet, özgürlük ve demokrasi isteyen herkesin meselesi ve bir eşik olarak görebiliriz.
