Bölgenin çok özgün yapılarından olan Galata Rum İlkokulu binası dönemin hayırseverlerinden Eleni Zarifi’nin desteğiyle inşa edilmiş, 1910 yılında hizmete açılmıştı. Okulun mimarları Patroklos Kambanakis ve Stavros Hristidis’ti. 1971’de askeri darbe yıllarında Yargıtay’dan çıkarılan bir kararla azınlık vakıflarının mallarının birçoğuna el konulmuş, hakları gasp edilmişti. Galata Rum İlkokulu da bunlardandı.
2008 yılında Vakıflar Kanunu’nda yapılan bir değişiklikle Rum, Ermeni, Yahudi ve Süryani vakıflarına ait bir kısım gayrimenkul iade edilirken 2012 yılında da Rum okulu cemaatine iade edildi. Korhan Gümüş’ün aracılığıyla Meri Hanım ile o sırada tanıştık. Kanunun ardından bu okulu gezmiş ve neler yapılabileceğini konuşmuştuk. Meri Hanım okulun, kültür merkezi olmasından yanaydı.
Tabii restore edilmesi, kültürel etkinlerle açık hale gelmesi için maddi desteğe gerek vardı. Galata Rum İlkokulu Vakfı Başkanı Meri Komorosano, bu desteği 'Athanasios ve Marina Martinos Vakfı’ndan Patrik Bartholomeos'un aracılığıyla sağladıklarını anlattı. Son gezdiğimizde bakıma muhtaç olan Karaköy’deki bu okul binası, çok kullanışlı bir kültür merkezine dönüşecek hale gelmişti.
Kendisi de aynı semtte doğan, annesi, babası ve ablası da bu okuldan mezun olan Meri Komorosano, yenilenmiş binanın mutluluğunu paylaşıyordu. Okulun her taşını, odasını, duvarını, sıcak bir dille anlatan Meri Hanım ve oğlu Sokrat’la önümüzdeki günlerde (24 Mayıs) açılacak olan “Aziz İstanbul” sergisini birlikte dolaştık.
AZİZ İSTANBUL
Önemli bir kısmı binanın yenilenmesini sağlayan Athanasios ve Marina Martinos Vakfı'na ait olan tablolar, gravürler, 17, 18, 19. Yüzyıl İstanbul’unu resmediyor. Dr. Feni Maria Tsigakou ve Hülya Bilgi’nin küratörlüğünü yaptığı sergide ayrıca Vehbi Koç Vakfı Sadberk Hanım Müzesi koleksiyonlarından bazı kilise eşyaları da yer alıyor. İstanbul’u Batılı gözüyle betimleyen tablolar var.
Örneğin bir taş kapının altından geçen yalnızca burnu ve gözleri görünen Müslüman kadın tablosu. Hemen bitişiğinde Ermeni Kadınları isimli başka bir tablo. İki toplum kadınları arasındaki farka işaret ediyor. Şehrin değişik köşelerinden bakarak resmedilmiş görüntüler, İstanbul’u başka bir gözle anlamamızı sağlıyor. 24 Mayıs’ta açılacak sergi 12 Kasım’a kadar ziyaret edilebilecek.