Muharrem İnce’nin 2018 yılındaki Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanması mümkün değildi. Bunun nedenlerinden biri HDP’ydi. HDP farklı bir adayla, Selahattin Demirtaş’la yarışa katılmıştı. Bir ihtimal Tayyip Erdoğan ilk turda yüzde 50’yi aşamayabilirdi. Öyle bir durumda da İnce’nin herhalde büyük bir şansı olmazdı. 2018 seçimi gecesi şu oldu bu oldu tartışmasını sürdürmenin çok da fazla anlamı yok. O seçim çok uzaklarda kaldı. 2019 yerel seçimlerinde CHP, uzun yıllardan hatta onyıllardan sonra ilk kez seçim başarısı gösterdi.
CHP’nin girişimiyle muhalefet ortak hareket ederek büyük şehirlerin tamamına yakınını iktidardan aldı. Şimdi en geç üç yıl içinde bir genel seçim yapılacak. CHP’nin omurgasını oluşturduğu muhalefet büyük olasılıkla genel seçimde de birlikte hareket edecek. Muhalefetin birlikte hareket etme ihtimalinin aynı zamanda iktidarı değiştirme beklentisini de içinde taşıdığı söylenebilir.
Nafile...
Bu tablo, geçmiş seçimlerden farklı bir siyasi atmosfer yaratıyor. İktidar cephesinde de muhalefet cephesinde de telaş var, heyecan var. Telaş edenlerden Devlet Bahçeli, inisiyatifi elinden kaçırmamak için ilk hamleyi yaptı: Meral Akşener’i MHP’ye çağırdı. CHP’deki polemiğin merkezinde ise Muharrem İnce var. Heyecan içinde yapılan hamleler, çok hesaplı, ölçülü biçili gibi görünmüyor.
Meral Akşener, seküler-milliyetçi bir seçmen kitlesine dayanıyor. Ülkücü hareketin son yıllarda daha seküler hale geldiğini birçok araştırma teyit ediyor. Son Ayasofya konusunun seküler MHP tabanında pek hoş karşılanmadığına ilişkin araştırmalardan söz ediliyor. Bahçeli’nin Akşener’e çağrısının bir karşılık bulma ihtimali, söz konusu değil.
İnce’ye tersten ilgi
İnce ise CHP’den kopma sinyalleri veriyor. Perşembe günü yapacağı basın toplantısıyla nasıl bir yol izleyeceğini anlatacağı söyleniyor. Bu sinyaller daha çok iktidar kanadında heyecan yaratıyor. Acaba “üç-beş oy koparabilir mi?” hesapları yapılıyor. Bu nedenle medyada bol bol Muharrem İnce haberleri görebiliyoruz. İktidar kanadında gösterilen ilgiye ters orantılı olarak muhalefet çevrelerinde bu haberlere fazla bir itibar gösterilmiyor.
Sonuç olarak şunu söylemek mümkün: Siyasetin doğasına uygun olmayan çabalar, asıl eğilimi değiştirmeye yetmiyor. Hatta zaman zaman ters etki de yapıyor ve değişim eğilimini hızlandırıyor ve güçlendiriyor. Seçmenin sağduyusu alt üst oluşlar içinde normali yakalamamıza imkan sağlıyor.