Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, son günlerde iyimser yorumlar yapmaya çalışırken, ihtiyatı elden bırakmıyor. Önümüzde zorlu bir yol olduğunu tekrar tekrar vurguluyor. Dünya ile birlikte bir virüsün yarattığı tahribata karşı koymaya çalışıyoruz. Sağcısı, solcusu, fakiri, zengini fark etmiyor. Değişik siyasi eğilimler, kültürler hep birlikte derde derman arıyorlar.
Sağlık çalışanlarımız, bu insani direnişin ön saflarındalar. Siyasi kimlik evrensel planda önemini yitirmiş durumda. Bize gelince; virüs ile mücadele ülkemizde giderek gereksiz bir siyasallaşmaya yöneldi. Önce CHP’li büyükşehir belediyelerinin yardım girişimleri engellendi. İktidar “yardım toplanması ve dağıtılması bizim işimizdir” dedi. Başından beri “Biz her türlü önlemi aldık, bakın dünya perişan” havasında olanlarımız var.
Ancak günümüzde perişan bir ülke bir başka ülkeyi de perişan eder. Rakamlara bakınca, bazı ülkelere göre bazı açılardan daha iyi durumda olduğumuzu söylemek mümkün. Sağlık bakanı son derece dengeli ve özenli bir dil kullanıyor. Sağlık çalışanlarıyla iyi bir iletişimi var. Bunlar hepimizi sevindiriyor.
Tehlike geçmiş değil
Virüs ise hâlâ önü alınamaz şekilde ilerliyor. ABD gibi bir dünya devini alt üst etmiş durumda. Türkiye olarak henüz “başardık” diyebileceğimiz bir noktada değiliz. Tehlikeye dikkat çeken uzmanların sayısı az değil. İhtiyatlı bir dil kullanmayı tercih etmeliyiz. Buradan çıkış, siyasi değil insani bir var olma direnişinin ürünü olacak.
Başarırsak birlikte başaracağız. Dünya çapında da düşünsek, aynı şekilde birlikte ayakta kalacağız. Bütün dünyayı, bütün toplumları ilgilendiren, herkesi sarsan bir mücadelenin, tek tek kazananı olamaz. Her milletten doktorlar; ilaç, aşı, tedavi konusunda öğrendiklerini, bildiklerini paylaşıyorlar.
Uluslararası bir dayanışma ağı oluşmuş durumda. Hepimiz dünyanın bir köşesinden gelecek yeni tedavi imkanlarını bekliyoruz. Tüm dünya bir yarış içinde. Ama bu yarış ülkelerin diğer ülkelere karşı yarışı değil, tüm dünyanın iyiliği adına ortak bir dayanışma yarışı olarak düşünülmeli.
Donald Trump’ın ve Boris Johnson’ın salgının ilk günlerindeki küçümseyen yaklaşımlarının nasıl ters yüz olduğunu hep birlikte gördük. Böyle zamanlarda dar milliyetçiliğin, bilimsel olmayan arayışların, böbürlenmenin kimseye bir fayda getirmediğini bilmeliyiz.