Senenin yarısını ABD’de, yarısını Türkiye’de geçiren ABD vatandaşı arkadaşımla Amerikan seçimleri üzerine sohbet ediyoruz. Daha doğrusu, ondan o karmaşık (ve çok eleştirilen) seçim sistemlerini öğrenmeye çalışıyorum. Seçimin kaderini belirleyecek birkaç eyaletin oyları neredeyse 15 saattir sayılmıyor. Üstelik bunlar seçmen sayısının fazla olmadığı yerler. Neden? Arkadaşım anlatıyor: “Akşam belli bir saatte sayımı yapan görevliler, sandıkları kapatmış ve evlerine gitmişlerdir. Sabah mesai vaktine kadar da dönmezler. Sebep budur...”
Bu halleri bize hiç benzemiyor. Bize benzemeyen, daha doğrusu bizde olmayan “seçim bahisleri” de ilginç. “Biden mı kazanacak, Trump mı?” sorusuna vereceğiniz cevaba göre para koyuyorsunuz. Her iki adayın “bire kaç” verdiğini tablodan görebiliyorsunuz. Reşat (Çalışlar) seçimleri merakla izlerken bana mesaj yolluyor. “Biden önde, bahisler onun için 1’e 3 veriyor”, “bahis sitelerine göre Trump’ın kazanma şansı yüzde 55’e çıktı” gibi şeyler söylüyor.
Medyada “Bahisçiler, kamuoyu anketçilerinden daha ihtiyatlı” diyen yazılar yer alıyor. Ben de bunun üzerine bahisçilerin listelerine baktım. “Hangi aday ne kazanç veriyor, yüzdeler kaç?” diye. Seçimden önce Biden önde giderken, seçimin ilk gününün akşamı ve gecesi “Trump kazanacak” görüntüsü ağırlık kazanmış.
Ertesi gün sabah saat 10.00’da Biden’ın şansı yüzde 25.8’e düşmüş, Trump yüzde 74.2’ye fırlamış. Bu sabahki durum ise tamamen farklı. Biden yüzde 84.4’e çıkarken, Trump yüzde 15.6’a düşmüş durumda.
ABD’ye yol gösteriyoruz
“Çifte standart” konusunda bizden farkları yok. Trump, postayla gönderilen oylara itiraz ediyor ve sayımın durdurulmasını istiyor, seçimde hile yapıldığını iddia ediyor. Bu arada Pensilvanya eyaletinde, mektup oylarıyla Biden’ın aradaki farkı kapattığı anlaşılınca, toplanan Trump taraftarları “Oylamayı durdurun” diye slogan atıyor.
Arizona’da ise tersine, mektup oylar Trump’un lehine sonuçlar yaratınca, Trump taraftarları, bu kez “Sayıma devam” demeyi tercih ediyorlar. Arkadaşıma “Başka?” diye soruyorum. Gülüyor. Kaybolan oylar, yakılan pusulalar, seçim hileleri iddialarının aynısına bu kez ABD’de tanık oluyoruz. Bir tek “trafoya giren kedi” eksik, bir de o olsa “ABD’ye önderlik ediyoruz” diye övünebileceğimiz bir tablo ortaya çıkacak.
Bir de Trump taraftarlarının tipi bizim insanımıza pek benzemiyor, Amerikan komedi filmlerinden fırlamış gibi erkekler, kadınlar… Trump, seçim sırasında yargıyla kavga etmekten de geri durmuyor. En kritik eyaletlerden Nevada Başsavcısı Aaron Ford, mektup “Oyları saymayın” diyen Trump’ın ekibine sert karşılık veriyor. “Saymaya devam edeceğiz...” Ne kadar benziyoruz. ABD’yi sonunda peşimize takmış bulunuyoruz.