Eski başbakanlardan Bülent Ecevit, 12 Eylül’de tutuklanıp cezaevine konulmuştu. Havalandırmada birlikte volta atarken, “Keşke cezaevlerini daha önce görseymişim” demişti. Cezaevinden çıktıktan sonra yeniden başbakan oldu. Ne acıdır ki, cezaevlerine en büyük ve sert operasyon onun zamanında yapıldı. 30 tutuklu ve mahkum yaşamını yitirdi.
Diyarbakır Cezaevi, 12 Eylül askeri darbesinin zulüm odağıydı. Burada tutuklu olan siyasiler, anlatamayacağımız eziyetler, işkenceler çekti. Yıllar geçti aradan, başka bir cezaevinden çıkan mağdur siyasetçi Tayyip Erdoğan başbakan oldu. Diyarbakır Cezaevi’ni müze yapacağını ilan etti. İki gün önce Diyarbakır’daydım.
Müze yapılacağı söylenen eski cezaevinin önünden geçtim. Türkiye’de müze yapılması gereken epeyce cezaevi olduğunu düşünürüm. 12 Mart ve 12 Eylül darbelerinde yıllarca hapis yattığım Mamak Askeri Cezaevi’nin müze olması gerektiğini, seneler önce Mamak kitabımda yazmıştım.
Orası değil ama bir başka ibretlik mekan Ankara Ulucanlar Cezaevi müze oldu. İpek (Çalışlar) ve ben de o müzenin hapishane olduğu dönemde orada yatmış eski sakinleriyiz. Bu ülkede cezaevlerinde en büyük eziyetleri siyasiler çekti. Böylesine acılarla dolu cezaevi geçmişi olan ülkede, siyasilerin daha özenli olmasını bekliyor insan.
Cezaevini müze yapmak, o acı tarihten ders çıkarmak ve o geleneği artık tarihe havale etmek anlamına gelir diye düşünmüştük. Bu bir mesaj gibi gözükmüştü bize: “İnsanlar artık siyasi gerekçelerle hapse girmesinler” mesajı.
Anayasa Mahkemesi’nin uyarıları
Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan önceki gün önde gelen bütün siyasi liderlerin katıldığı toplantıda AYM’ye 95 bin bireysel başvuru olduğunu söyledi. Şunu ilave etti: “Böylesine rekor düzeyde başvuruyu önleyebilmenin yolu, AYM’nin hak ihlalleriyle ilgili kararı verdikten sonra, ihlale sebep olan kanun veya idari yargı kararlarının ortadan kaldırılmasıdır.”
Arslan, açıkça “AYM kararlarının gereğini yerine getirin” çağrısı yapıyor. “Eğer hukukun gereği yapılmaz ise hak ihlallerinde rekorlar kırmaya devam ederiz” diyor. Türkiye gerçekten zor bir sürece girdi. Seçimler yaklaştıkça iç gerilim tırmanacak ya da tırmandırılacak gibi görünüyor.
Osman Kavala’ya ilave olarak Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Can Atalay, Yiğit Ekmekçi, Mine Özerdem, Mücella Yapıcı, Tayfun Kahraman tutuklandılar. Osman Kavala, “yanında yedi sivil kişiyle hükümeti devirmeye kalkışmak”tan, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası aldı. Kimse bu kararın hangi bilgi ve belgeye, hangi delile dayandığını çözebilmiş değil.