Giriş
Altı muhalefet partisinin ilk buluşması çeşitli değerlendirmelere konu oldu. Cumhur İttifakı cephesi, “beş benzemez” diyerek görüşünü dile getirdi. Onları anlamak mümkün. Normal diyerek geçebiliriz. Önceki gün iki etkileyici söyleşi okudum. Birisi KONDA kamuoyu araştırma şirketi kurucusu Tarhan Erdem, diğeri HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar’la yapılmıştı. Erdem ile Serbestiyet’ten Hilal Köylü, Sancar ile BBC'den Ayşe Sayın konuşmuştu.
Aslında, söyleşiler muhalefete yönelik değerlendirmeler açısından çok pozitif ögeler içeriyordu. Tarhan Erdem, altı parti liderinin açıklaması ile ilgili “Muhalefetin somut önerisi olmadığına katılmıyorum. Güçlendirilmiş parlamenter sistemden başka ne gibi bir somut öneri olabilir ki. Sadece daha açık ve net ifadelere ihtiyaç var. Birliktelikleri çoğalabilir, masa dağılmaz.
Dağılması için sebep de yok” diyordu. Yine Tarhan Erdem bir uzmanlık alanı olarak kamuoyu araştırmalarından edindiği deneyimle, seçim akşamı ortaya çıkacak muhalefet açısından muhtemel başarılı sonucu şöyle özetliyordu: “Süreç zor, belki ben çok iyimserim ama halkın tecrübesinin yeterli olduğuna inanıyorum. Seçim akşamı diyeceğiz ki, her şeyi dikkate alarak, ince ince düşünerek karar verseydik, bu kararı verirdik.”
Mithat Sancar’ın yaklaşımı
HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar’ın söyleşisi de altı partinin tutumuna ilişkin itirazları olmakla birlikte olumlu yaklaşım sergiliyordu. Millet İttifakı’na katılmak gibi bir beklentileri yoktu. Onların önemle üzerinde durdukları iki konu vardı. Geçiş sürecinin planlanmasına ve cumhurbaşkanı adayının belirlenmesine katılmak.
Şöyle özetlemişti görüşünü: “Bizim esas olarak önceliğimiz bu önerdiğimiz çerçeve olgunlaşıncaya kadar tartışmanın sürdürülmesidir. Mutabakat sağlanırsa ortak aday fikrine zaten açık olduğumuzu beyan etmiştik. Millet İttifakı'nın genişlemesi ile ilgili görüşmeler de yapılabilir. Buna da bizim itirazımız olamaz. Zira biz parlamento seçimine kendi ittifakımızı kurarak gireceğimizi belirttik.
Fakat cumhurbaşkanlığı seçimi için ortak aday fikrine açık olduğumuz da söyledik. Bunun yolunun da bizimle kamuya açık doğrudan müzakere yürütülmesi olduğunu her vesileyle dile getiriyoruz.” HDP, yeni dönemin kurulmasında kendilerinin katılımının kaçınılmaz olduğunu belirtiyordu.
Ayrıca Cumhurbaşkanlığı seçiminde de “başka bir baş çekecekler” yorumlarına, tercihlerinin ortak aday olduğunu söyleyerek cevap veriyordu. Görünen o ki, Türkiye yeni bir döneme doğru yol alıyor. Almanların bir sözü vardır: “Langsam aber sicher”. Yavaş fakat güvenli.
