Belediye Başkanı Şadi Yazıcı’yla Tuzla’da sabah kahvaltısındayız. Tuzla, bir zamanların gecekondu kasabası ve aynı zamanda İstanbul’un ünlü sayfiye yeriydi. Artık bir şehir haline dönüşen bu ilçeyi daha çok Süleyman Demirel’le hatırlarız. Cumhurbaşkanı (Başbakan) Demirel, Ankara’dan uzaklaşmak istediği, tatil yapmaya karar verdiği zaman Tuzla’daki yazlığına gelirdi.
Biz gazeteciler de oraya uzaktan fotoğraf çekebilecek bir muhabir göndermeyi ihmal etmezdik. Demirel Tuzla’ya ayrı bir renk katardı. Büyüyen, gelişen, zenginleşen bu yeni şehri tanımak için dolaşıyoruz. Tuzla belediyesi sosyal belediyecilik etkinlikleriyle ünlü. Bu alanda neler olduğunu izlemek amacıyla değişik kurumları dolaşmaya başladık. Hepimizin ilgisini çeken konular kadınlara yönelik sosyal, maddi ve psikolojik yardımlardı. Doktor Fatma Yazıcı’yı da böyle tanıdık. Bir komşu ilçenin hayatında kadınları muhtaç olan kadınlara yardım için örgütleyerek önemli rol oynuyordu. Dr. Yazıcı Tuzla Belediyesi sınırlarından girdiğinizde sizi etkileyen birçok sosyal faaliyetin örgütçüsü, planlayıcısı. Kadın doğum uzmanı. Hastane başhekimi, iş kadını. Tuzla Kadın Kent Gönüllüleri’nin kurucularından.
Tuzla’yı ondan dinleyelim: “Üniversiteyi bitirdikten sonra arkadaşlarımla topluma yararlı bir dernek kurma çabasındaydık. Erzurum Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde okurken böyle bir projemiz vardı. Üniversiteden arkadaşım Şadi Yazıcı’yla evlenip Tuzla’ya geldik. Bir hastane kurduk. Şadi Bey önce AK Parti İlçe Başkanı, ardından Tuzla’ya belediye başkanı seçilince ayrıca bir dernek daha kurmaya gerek kalmadı. Doktor ve kadın doğum uzmanı olmam nedeniyle onların hayatını, mahrumiyetlerini yakından görüyordum. Dertlerini bize ya da güvendikleri bir başka kadına anlatıyorlardı. Bu kadınlara yalnız olmadıklarını hissettirmek adına böyle kurumsal bir yapıyla ortaya çıktık. Onlara doktor desteği verdik, maddi yardımda bulunduk. Yemek temin ettik. Çocukların okula gitmesini sağlayacak imkanlar yarattık. Yardım ve desteklerimizden aldığımız geri dönüşler bizi teşvik etti. Yüreklendirdi. Onların o mağduriyeti, yalnızlığı, mazlumluğu bizi çok derinden etkiledi. Yaşadığımız bu 13 yıllık serüvende de buna çok şahit olduk. Kadınlara kol kanat germeyi, maddi manevi destek vermeyi daha çok önemsiyoruz. Onlara, yalnız olmadıklarını hissettirmek en çok doyum sağlayan alan oldu bizim için.” Doktor Yazıcı Gönül Elleri’nin yönetiminde 15 kadınla beraber çalışıyor. Aslında gerçek çalışan gönüllü sayısının 4300 olduğunu söylüyor. Bu çalışmalar 14 komisyon halinde yürütülüyor.
Bunca etkinliği nasıl finanse ediyorsunuz sorumu Yazıcı şöyle cevapladı: “Kentteki yardımsever insanlarımızın desteğiyle. Gönüllüler Çarşısı’nda gördüğünüz eşyaların hepsi bağış. İnsanlar yardımlarının yerine ulaştığını gördükleri zaman mutlu oluyorlar.” “Amacımız kadınların önünü açmak, onları yukarıya çekmek. Kadını ayakta tutarsanız aile ayakta kalır. Çocuklara da kadının bu hali iyi geliyor, kocasına da iyi geliyor. Kadının ruhsal ve maddi durumu çok önemli. Kadın çökerse çocuk daha fena çöküyor. Aileyi ayakta tutmak için kadını ayakta tutmak gerekiyor. Hasta, engelli, kocası tarafından terkedilmiş, sorunlarıyla başa çıkamayan kadınları güçlendiriyoruz. Girdiği ruhsal durumdan çıkartmak gerekiyor. Bunun için de eğitim artı maddi destek gerekiyor, böylece hem erkek hem de çocuğu mutlu ediyorsunuz. Tabii erkekleri de eğitmek gerekiyor o ayrı mesele. Onlara ulaşmak bizim için zor oldu. Hemşehri dernekleriyle beraber kahvelere gitmeye çalıştık. Oralara çok fazla giremedik. Hatta askeriyeye proje sunduk. Askere aldığınız erleri eğitseniz. Kadına nasıl davranacaklarını öğretelim dedik ama onlar da bizi çok kaale almadılar. Erkekler dünyası bildiğiniz gibi. Şiddet gören kadınlar, kocası cezaevinde olan kadınlar, çalışmayan erkekler var. Bize başvuran evlere ziyaretler yapıyoruz ve evin analizini yapıyoruz. Evde ne eksik ne gedik var çıkarıyoruz. Yalnız yaşayan yaşlı var mı, engelli var mı? Yalnız yaşayan yaşlı kadınlar var. Ya da erkekler... Yaşlıların evde yemek yapamadıklarını, aç kaldıklarını gördük. Bu sefer aşevi projesi devreye girdi. Evde engelli çocuk görüyorsunuz, eğitime ihtiyacı var. Devletin verdiği eğitim bir noktaya kadar. Engelliler merkezi açmaya giriştik. Arazide olduğunuzda onları gördüğünüzde duyarsız kalamıyorsunuz. Gönüllülerimizin çoğunluğu kadın. 5-6 erkek gönüllümüz var.
GÖNÜL ELLERİ ÇARŞISI:
Şadi Bey belediye başkanı olmadan önce de aklımızda böyle bir proje vardı. Başkan çarşı konusunu bir seçim vaadi olarak dile getirdi. Önce evlere giderek. ihtiyaçları tespit ederek başladık. Aileler bizden ne istiyor diye başladık ve her ihtiyaca göre komisyon kurduk, buna bağlı kadın kent gönüllülerini harekete geçirdik. Onlar bu alanda uzmanlaşmış oldular. Tüm Tuzla’nın her mahallesine hakim olduk. Kadınları kendi mahallelerinde söz sahibi yaptık. Her ihtiyacı bize bildiriyor. Muhtar gibi çalışıyorlar. Kadın muhtar bir tane var. Kadınlar başvursalar güzel olur. Gönüllerimizden bir kadın, muhtar olmak istiyor diye duyduk. Destekleriz tabii...”