Giriş
Mesut Özil’i Alman Milli Futbol Takımı’nın kadrosunda gördüğümüzde, gururlanmıştık. Sonraki yıllarda Almanya, dünya şampiyonu oldu. Şampiyon takımın en önemli yıldızlarından biri ve oyun kurucusu Mesut’tu. Özil, Almanya’dan Real Madrid’e gitti. Sonra da İngiltere’nin Arsenal takımına. Bir yıldır kadro dışı kaldığı Arsenal’den ayrılmaya karar verince, birçok kulüp arasından Fenerbahçe’yi seçti. Bir dünya yıldızı artık Fenerbahçe’de. Bir Fenerli olarak çok mutlu olduğumu söyleyebilirim.
Fenerbahçe’ye ve ülkemiz futboluna çok şey katacağından eminim. Mesut, Almanya’da doğup büyümüş bir sporcu. Bir Alman futbolcusundan çok Brezilyalı yıldızların kıvraklığına sahip. Melez kültürün önemli simgelerinden biri. Bu melez kültürün içinde Alman çalışma disiplini de var, sözünü sakınmayan bir özgürlükçülük de.
Aykırılığı da var, Anadolu köklerinden gelen tepkisel duygusallığı da. Yıllar önce Real Madrid’e transfer olmasının ardından Alman ZDF televizyonunda söyleşi yapılırken, kimliğine ilişkin sorulan soruya “Ben aslen Kürt’üm” şeklindeki cevabı, Türk milliyetçilerini kızdırmıştı. Bir başka zaman ise Almanya Futbol Federasyonu Başkanı ile karşı karşıya gelmiş ve şunları yazmıştı:
Kazandığımızda Alman, kaybettiğimizde göçmen oluyorum. Arkadaşlarım Podolski ve Klose, hiçbir zaman Polonyalı Alman olarak görülmedi, ben neden Türk Alman olarak görüldüm? Türkiye olduğu için mi? Müslüman olduğum için mi? (…) Bundan böyle ulusal seviyede Almanya için oynamayacağım.
Mesut bu çıkışıyla da Alman milliyetçilerini kızdırmıştı.
Uygurlar’a sahip çıkınca
Tabii asıl gerilim Çin’de Uygurlar’ın gördüğü baskıya karşı attığı tweet’ler sırasında yaşandı. Arsenal’de oynadığı dönemde bu tweet’ler nedeniyle Çin yönetiminin maddi manevi engellemeleriyle yüz yüze gelen Mesut, tutumundan geri adım atmadı. Mesut şunları yazmıştı:
Ey Doğu Türkistan... Zorla İslam’dan uzaklaştırmaya çalışanlara karşı tek başına mücadele veren şanlı mü’minler... Kuranlar yakılıyor... Camiler kapatılıyor... Medreseler yasaklanıyor... Din alimleri birer birer öldürülüyor... Tüm bunlara rağmen... Ümmeti Muhammed suskun... Sesi çıkmıyor... Müslümanlar sahiplenmiyor...
Özil’in bu çıkışının ardından Çin, önce takımı Arsenal’in maçlarını yayınlamayı durdurdu. Kulübe maddi baskılar uyguladı. Sosyal medyada Mesut’u linç ettirdi. Mesut, Arsenal kulübü tarafından bu meseleden vazgeçmesi yolunda yapılan öğütleri, baskıları göğüsledi.
Büyük futbolcu Mesut, sosyal yaşamında, haksıza haksız diyebilen duruşuyla dikkat çekiyor. Şimdi biz Fenerbahçeliler ve ülkemizin tüm futbol tutkunları olarak Mesut’la zenginleşen Süper Lig’i daha fazla bir heyecanla izleyeceğiz… Mesut, göze hoş gelen kıvrak futbolu, yerini bulan pasları ve oyunu yönlendiren zekasıyla futbolumuza yeni bir renk katacak. Hoş geldin Mesut Özil...
