Giriş
31 Mart 2019 akşamının en karlı partisinin CHP olduğu görülüyor. Ankara, Adana, Mersin, Antalya gibi büyük şehirleri AK Parti ve MHP'den alan CHP, büyük şehirler dışında, Ardahan, Kırşehir ve Artvin'i de iktidardan aldı. Seçimlerde izlediği sakin siyasetle ve doğru adaylarla Kılıçdaroğlu stratejik bir tavır sergilemiş oldu. Seçimin ikinci başarılı partisinin, MHP olduğunu söyleyebiliriz: Adana ve Mersin gibi iki büyük belediyeyi kaybetmesine rağmen, Türkiye çapında 10'dan fazla ilde belediye başkanlığı kazandı.
HDP açısından sonuçlar sorunlu. Hendek ve barikat siyasetinin artçı dalgalarının HDP'yi sarsmaya devam ettiği söylenebilir. Bitlis, Şırnak, Ağrı gibi çok yüksek oylarla kazandığı belediyeleri AK Parti’ye kaybetti. Seçim kampanyası boyunca yüzyüze bulundukları tutuklama, soruşturma gibi engeller nedeniyle meydanlara çıkamadılar. Değerlendirme yaparken bunu da hesaba katmak lazım.
AK Parti açısından bakarsak; İstanbul'u kılpayı da olsa kazanabilmesi, ülke genelinde %47'ye yakın bir sonuç alması, başarı sayılabilir. AK Parti hala geniş bir seçmen kitlesinin desteğini koruyor. Ancak, Ankara, Antalya gibi kritik illerdeki yenilgi, ciddi bir uyarı sinyali. Bazı metropollerin muhalefetin eline geçmesi, bazı metropollerde de iktidarın belediyeleri ancak kılpayı elinde tutabilmesi, yeni bir duruma işaret ediyor.
Şimdi, Türkiye'nin ve iktidarın önünde, bir sakinleşme, daha yumuşak bir dile yönelme ve uzlaşmacı bir zemin arama ihtiyacı belirmiş durumda. Seçim meydanlarındaki gerilim dilini seçmenin çok da benimsemediğini, zaten görebiliyorduk. Yeni bir döneme girdik. Türkiye'nin önündeki zorlukları aşabilmesi için ilk yapılması gereken bir iç uzlaşma yolunun aranması gerekiyor. Cezaevindeki aydınlar, Avrupa Birliği ile ilişkiler, öncelikle çözüm bekliyor. Eğitim, sağlık, şehirleşme gibi temel konular ve tabii herkesi endişelendiren ekonomik zorluklar iktidarın önünde duruyor. Seçmen önemli bir uyarı yapmış bulunuyor.
