İYİ Parti lideri Meral Akşener, yerel seçimlere ittifak olmaksızın gireceklerini ilan etti. Bu çıkış, muhalefeti -İYİ Parti de dahil- riske atan, umutsuz bir tablo yaratıyor. CHP, büyük şehir belediye başkanlıklarını kazanabilmek için, bu seçimde de muhalefetin desteğine muhtaç. Tabii başarı yalnızca CHP’nin değil bütün muhalefetin başarısı olarak yazılacak. Yenilgi de öyle olacak. Belirsizlik ve karamsarlığı kışkırtan bu çıkış, sosyal medyayı da alt üst etti. Sert polemikler, “Sosyal medya yıkılıyor” dedirten bir görüntü veriyor. CHP’li yazıyor: “Milletvekilliklerini isterken utanmadı. Grup kurarken iyiydi… Tıpkı ‘Adam kazandı’ diyen Muharrem gibi oylarımız sizlere haram… olsun…” Karşı tarafın sesi yükseliyor: “13 seçimi kaybedip gitmeyen varken tarihte bizi yazmak için sıra gelmez rahat ol.”
İfadeler giderek sertleşiyor ve bu köşeye alamayacağımız hakaretler içeriyor. Siyaset rekabettir, toplumu kazanma sanatıdır. Ya işinizi iyi yapacaksınız ya da etrafınızda buna inanan bir kitle oluşturacaksınız. Meral Akşener, siyasetin deneyimli isimlerinden. 2023 seçimlerinin hazırlığı başladığında, sahadaydı. Toplumla sıcak bir diyalog kuruyor, makul ve ikna edici bir dille konuşuyor, anketlerde oyu yükseliyordu. Bazı araştırmalarda oylarının yüzde 20’lere ulaştığı saptanıyordu. CHP’yi geçtiklerini düşünüyorlardı. Ancak siyaset aynı zamanda istikrar, denge, anlayış ve sabır demektir. Meral Hanım ortağına “Sen seçim kazanamazsın, çekil” diyerek ittifakı yaraladı. Daha sonra ortağının parti içi tartışmalarına dahil olacak kadar işi ileri götürdü. Sonuç olarak, 14 Mayıs 2023 seçimlerine giderken, sabırlı değil telaşlı, güven veren değil şüphe uyandıran, ne olduğunu çözmekte zorlandığımız bir çıkış yaptı. Muhalefetin ve kendisinin dayanışma sayesinde kazandığı bütün birikimi havaya uçuran bir maceraya girişti. Yüzde 20’ler bir anda kırmızı sinyal verdi. İYİ Parti düşüyordu. Parti, anketlerde yüzde 10’ların altında görünüyordu. Taraftarlar şaşkınlık içindeydi. Akşener, sürece iyi başladıysa da kötü bitirmişti. Şimdi ise kötü bitirdiği noktadan başlıyor ve buradan yükselişe geçebileceğini umuyor. Akşener siyasete ülkücü hareketten geldi. O dönemin zor ve riskli ortamında siyaseten katılaştı. Ancak orada durmadı, tecrübe kazandıkça daha geniş seçmen kitlelerine hitap eden merkez sağı, Süleyman Demirelleri tercih etti. Yani iki siyaset arasında gidip geldi. Merkez sağa daha yakın bir yerden konuşmaya devam etti. Akşener’in de değişken tutumu sürüyor. Bazen ülkücü kimlik öne çıkıyor ve daha militan bir hava esiyor. Sonra sakinleşip makul şeyler söylüyor. Neden böyle davranıyor sorusu kafalarda. Bir ihtimal CHP ile işbirliği seçmen kitlesini eritiyor. Önüne konan anketler belki de öyle gösteriyor. Ancak muhalefeti parçalamanın İYİ Parti seçmeni dahil muhalif seçmende bir karşılığının olduğunu sanmıyorum. Başarı ihtimali olmayan bir çıkmaz sokak.