Çocuklarımız hepimizin en değerli varlıkları. Onlar için hep en iyisini istiyoruz. "Çocuğum bir enstrüman çalsın, spor yapsın, mimar olsun, üniversiteyi bitirince iyi bir şirkette işe başlasın"... Bu saydığım isteklere daha nicelerini ekleyebiliriz. Hiç kendinize "Kimin için en iyisini istiyorum?" diye sordunuz mu? Ya da başka bir deyişle, bu istekler kime ait? Sizin mi yoksa çocuğunuzun istekleri mi? Ebeveynler olarak genellikle kendi yapamadıklarımızı çocuğumuzun tamamlamasını isteriz. Onlara daha küçükten bu vizyonu yükleriz. "Doktor olacak benim oğlum", "Ben olamadım ama o olacak" gibi söylemlerle. Çocuk bunları dinleyerek büyür ve sorgulamadan tıbbı kazanmak için çalışmaya başlar. İyi ihtimalle kazanır da. Peki bu mesleğin kendine uygun olmadığını fark ederse ne olur?
Mutsuz olmak için yaşayan var mıdır bilemem ama insanlar genellikle mutlu olmak için yaşar. En azından benim ve çevremdeki insanlar için durum böyle. Gün içinde ne kadar uzun saatler geçirdiğimizi düşünürsek, sevdiğiniz bir işte çalışmanın genel olarak hayatta da mutluluğun anahtarlarından biri olduğunu düşünüyorum.
Çocuklarımıza meslek seçiminde nasıl yardımcı olacağız?
İşe onların ayrı ve değerli birer birey olduklarını kabul ederek başlayalım. Aynı zamanda onların aslında bu dünyaya bizim kalan işlerimizi tamamlamaya gelmediklerinin de farkına varalım. Bambaşka istekleri, değerleri, vizyonları ve zevkleri olabileceğini kabul edelim. Çünkü onları mutlu eden şeyler bizimkilerden farklı olabilir. O halde onları tanımaya, kendilerini tanımalarını sağlamaya çalışalım. Önce çocuğun mizacını, değerlerini, güçlü yanlarını ve gelişmesi gereken yönlerini tespit edelim ve sonrasında bu özelliklere uygun hangi meslekler var, ne şartlarda çalışırsa mutlu olur gibi soruların cevaplarını bulmak için yola çıkalım.
Bu konuyu ögrenci koçluğu deneyimlerimde yaşadığım birkaç örnekle şöyle anlatabilirim. Mesela özgürlük değeri çok yüksek bir genci, bir ofiste 9-6 çalışmaya zorlamak ne kadar doğru? Sizce bu genç bu şartlarda ne kadar mutlu çalışabilir? Takdir edersiniz ki sahada çalışabileceği bir iş ortamı onun için daha uygun olacaktır.
Bir başka örnek... Bireysel çalışmaya önem veren bir genç, sürekli iletişimin olduğu bir işyerinde, iletişim değeri yüksek olan bir genç de tüm gününü tek başına bir bilgisayarın başında geçireceği bir işte ne kadar mutlu olabilir? Uygun şartların olmadığı ortamda ne kadar verimli olabilir? Maalesef pek mümkün değildir.
Tüm bu yazdıklarımdan sonra kafanız karışmış olabilir. Öncelikle yalnız olmadığınızı söylemek isterim. Zaman zaman hem ebeveynler hem de gençler olarak, doğru meslek seçimi ile ilgili kararlar alırken zor günler geçirebiliriz. İşte bu aşamada kişilik envanteri yaparak, çocuğun endi değerlerini ortaya çıkaracak, hedef belirlemesinde ve bu hedefe ulaşmasında yardımcı olacak bir öğrenci koçu ile çalışmak hayatınızı kolaylaştırabilir. Unutmayın ki çocuğunuza verebileceğiniz en güzel hediyelerden biri de kendini tanıyarak, anlayarak bu hayata başlaması. Yaşayacağı bu farkındalıklar ona bir ömür boyu eşlik edecek ve hayatını kolaylaştıracak.