Güne enerjik başlamak istiyor fakat bunu bir türlü başaramıyor ve sürekli halsizlikten mi yakınıyorsunuz? Belki de sebep, saatlerce süren telefon görüşmeleriniz, kullandığınız ağrı kesiciler ya da aşırı şekerli besinlerdir!
İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Derya Uludüz anlatıyor...
1) YETERİNCE GÜN IŞIĞINA ÇIKIN
Hem beden hem de beyin sağlığımız için gün ışığının çok büyük önemi var. Gün ışığı, beynimizin kimyasal dengelerinin uyumunu sağlar, daha enerjik ve zinde hissetmenize yarar. Kemik gelişimine destek verir, organlarınızın ve dolaşım sisteminizin çalışmasını hızlandırır, tansiyonunuzun dengelenmesine yardım eder.
2) RADYASYONA MARUZ KALMAYIN
Yoğun bir telefon trafiği olan yerde yaşıyorsanız etraftan alacağınız radyasyon sizi etkileyecektir. Bunu sigara içiciliği gibi düşünün. Sigara içmenin kendisi kadar etrafınızda sigara içilmesi de zararlıdır. Günlük hayatımızda elimizden düşürmediğimiz cep telefonlarımız, beyin dalgalarımızın frekansları ile benzerlik taşır. Telefonlarımızda bulunan radyasyon vücudumuzun biyolojik saatinde düzensizlik, unutkanlık, vücutta yanma ve karıncalanma hissi, yorgunluk, uyku bozuklukları, baş dönmesi, odaklanma yetisini kaybetme gibi daha birçok yakınmaya sebebiyet verebilir. Bu nedenle cep telefonu kullanım süresini kısıtlı tutun.
3) HANTAL OLMAYIN
Haftada 5 gün, günde 45 dakika-1 saat yürümek beyin faaliyetlerimizi artırarak canlanmamızı ve odaklanmamızı sağlar. Vücudumuz hareketsiz kaldıkça hantallaşır, organlarımızın çalışma düzeni yavaşlar, dolaşım ve metabolizma hızımız düşer. Bütün bunlar da başta şişmanlık olmak üzere birçok hastalığı beraberinde getirir. Egzersiz yapmaya başladığınızda beyin ve kalp fonksiyonlarınız hızlanır, kendinizi daha mutlu, enerjik ve zinde hissedersiniz. Bağışıklık sisteminiz, kemik ve eklemleriniz güçlenir. Egzersiz biyolojik yaşımızı gençleştirir, adeta gençlik iksirimizdir. İstikrarlı biçimde yapılan her türlü egzersiz hem beden hem ruhsal sağlık açısından çok faydalı. Ancak açık havada hızlı tempo yürümek gibi aerobik egzersizler, beyin sağlığını korumak açısından en faydalı egzersiz türü. Aerobik türünü faydalı yapan şey ise vücuda çok fazla oksijen girişini sağlıyor olması.
4) ŞEKERİ HAYATINIZDAN ÇIKARIN
Tabağınız nişasta içermeyen yeşil yapraklı sebzeler, proteinler ve yüzde 20-30 sağlıklı yağlar içersin. Şeker, beyaz un, fast-food gibi basit karbonhidratlardan, işlenmiş gıdalardan uzak durun. Sebze ve meyveleri mevsiminde tüketmeye gayret edin. Hindistancevizi yağı, zeytinyağı gibi iyi yağları tercih edin. Sabah öğününü asla atlamayın ve akşam öğününüzü 19.00’a çekin.
5) DOKUNUN, HİSSEDİN
Mesela birine karşı iyi duygular beslediğinizde sürekli sarılmak isteyebilirsiniz. Bu durum içgüdüseldir. Biz insanlar, kendimizi dokunarak daha iyi ve doğru ifade ederiz. Dokunmak iyileştirir. Bir köpeğin başını okşamak, ona olduğu kadar size de iyi gelir, kendinizi daha canlı ve zinde hissedersiniz.
6) GÜÇLÜ BAĞLAR KURUN
Yanında olmaktan gerçekten zevk aldığınız, sizi siz olduğunuz için seven insanlarla arkadaşlıklar kurun. Sevdiklerinizle iletişimi kesmeyin, bağlarınızı güçlü tutmaya gayret edin. Ailenizi ihmal etmeyin.
7) AĞRI KESİCİLERE DİKKAT!
Sürekli ilaç kullanırsanız, mesela her başınız ağrıdığında ağrı kesici içerseniz ilaçlara bağımlı hale gelebilirsiniz. Bu da beyninizin yeterince iyi çalışmasını engeller. İlaçlar aynı zamanda karaciğerinizde zamanla birikme yapıp zindeliğinizi olumsuz etkiler. İlaçlarla olan ilişkinizi değerlendirin, ayda 2 kereden fazla ağrı kesici tüketmeyin.
8)DOĞADAN KOPMAYIN
Doğa ile iç içe yaşayan, güneş gören, toprağa basan, çiçek eken, kendi yiyeceğini doğal şekilde üreten insanoğlu artık bina içinde, güneşi görmeden, toprakla temas kurmadan yaşıyor. Doğanın kurduğu ekosistem içinde yer alamayınca da dengemiz bozuluyor. Demir ve vitamin eksiklikleri, sağlıksız beslenme nedeniyle bağırsaklarda faydalı bakterilerin azalması, bazı mineral eksiklikleri duygu durumumuzu olumsuz şekilde etkiliyor. Yeşillik, temiz hava, akarsu... Tüm bunların fikri bile canlı hissetmemizi sağlıyorken gerçekten bir akarsu kenarına gitmenin vücudunuz üzerindeki etkisini düşünün. Doğayla ilişkiyi kesmemek zinde hissetmenizi sağlar.
9)TOKSİNLERİ AZALTIN
Her gün binlerce kimyasal kanserojen madde ve elektromanyetik dalgalara maruz kalıyoruz. İçinde bulunduğumuz toksik ortam aslında birçok kronik hastalığı da beraberinde getiriyor. İşe kullandığınız temizlik malzemeleri, şampuan, cilt kremleri ve makyaj malzemelerinden başlayın. Plastik şişede ve kimyasal madde içeren ürünleri kullanmamaya dikkat edin. Toksinlerin vücuttan atılması için bol bol su için. Sigarayı mutlaka bırakın, alkolü azaltın.
10)HAYIR DEMEYİ ÖĞRENİN
Birçok hastalığın ortaya çıkmasında en büyük etken üzüntü ve strestir. Hayatınızda stresi en aza indirmek için ‘Hayır’ demeyi öğrenin. Kontrol edemeyeceğiniz olumsuz düşüncelerden uzak durun.
11)ÖLÇÜLÜ OLUN
Ölçülü olmak her yönden sağlıklı ve dengeli bir yaşam sürmektir. Bunun içine uykudan çalışmaya, dinlenmekten yemek yemeye kadar her şey girer. Vücudumuz ve beynimiz hep dengede olmak ister. Unutmayın, az uyku kadar fazla uyumak, az yemek kadar aşırı yemek, hiç egzersiz yapmamak kadar aşırı egzersiz yapmak da zararlıdır.