Özsel TortopBen yırttım hanımlar, şimdi siz düşünün!

HABERİ PAYLAŞ

Ben yırttım hanımlar, şimdi siz düşünün!

Haberin Devamı

Birkaç gündür keyfim pek yerinde…

Harvard’ı bitirsem, bu kadar varmazdı ağzım kulaklarıma!

Kasım kasım kasılarak sürüyorum artık arabamı…

Bıraksalar koltuğu yatırıp gömüleceğim, sol kolumu dirsekten kırıp dışarıda süreceğim…

O kadar havalıyım anlayacağınız…

Ne olduğunu merak ettiniz değil mi…

Tamam, anlatıyorum çatlamayın.

Bir İstanbul taksi şoförünün sınıfından geçtim, her hemcinsime nasip olmayacak övgü aldım…

Gerçi ayıptır söylemesi, araba kullanmaya başladığımdan beri benzer övgüler almaya alışığım karşı cinsten…

Bugüne dek ‘‘Fena kullanmıyormuşsun arabayı’’ diyen de oldu, ‘‘Vay be, erkek gibi kullanıyorsun’’ diyen de, ‘‘Dişi Schumacher’’ diye lakap takan da…

Ama hiçbiri bu kadar kabartmadı göğsümü…

Efendim, birkaç gün önce Levent’te bir toplantım vardı…

Levent’in en cafcaflı lokasyonlarından, çarşının yakınlarında işlek bir sokak…

‘‘Arabamı gideceğim adrese yakın bir yere park edebilir miyim’’, ‘‘Yakınlarında yok ama diyelim ki uzağa park ettim, nasıl yürüyeceğim bu topuklularla’’ diye panik atak krizi geçirmek üzereyken tam binanın önünde tek arabalık boş bir yer olmasın mı…

Arkamdan sürüsüne bereket araba geliyor ama kimse kusura bakmasın, kaçıramam bu fırsatı…

O boşluğa ya girilecek, ya girilecek!

Yaktım park lambalarımı, taktım vitesi geriye…

Arkamda sarı bir taksi, onun arkasında başka bir araba, onun arkasında başka bir araba daha…

İçimden taksicinin ve içindeki erkek yolcuların o an beyninden neler geçtiğini adım gibi biliyorum…

‘‘Sen oraya gireceksin de, biz göreceğiz…’’ veya ‘‘Aaa, şoför kadın mı? Biz en iyisi bir ihtiyaç molası verelim…’’ minvalinde değilse benim de adım Özsel değil…

Yalan mı?

Burası, sol şeritten yavaş giden, park edemeyen veya trafikte her kusurlu hareketin sahibi sürücünün cinsiyetini bakmadan tahmin edebilen erkek şoförlerin ülkesi değil mi?

Bir düşünün, kaç defa duydunuz şu cümleleri?

‘‘Bak, bak, bak… Şunun yaptığına bak… Kesin kadındır bunun şoförü… Bak gördün mü, ben sana demedim mi?... Çıkmasınlar abicim bu kadınlar trafiğe… Vermeyeceksin bunlara ehliyet mehliyet…’’

Velhasıl abartmıyorum, Japon otomobil reklamlarındaki sürücüler gibi iki harekette park ettim arabayı…

İçimden sessiz ama derinden bir ‘Oleyyy!!!’ çekmekteydim ki, bir baktım arkamdaki taksi yanımda duruyor ve şoförü gülerek bana bir şeyler söylüyor…

İyi bir şey söylediği kesin de, cam kapalı olduğu için hiçbir şey anlamıyorum…

Hemen düğmeye bastım, camı indirip, ‘‘Pardon duyamadım sizi…’’ dedim.

Her halinden İstanbul trafiğine ömrünü verdiği belli olan taksi şoförü tekrarladı…

‘‘Valla hanımefendi, bütün kadın sürücüler sizin gibi olsa bu şehrin trafik sorunu hallolur…’’

İşte budur…

Duymak istediğim cümle budur…

Teşekkür ettim, hafifçe elimi kaldırıp selamladım.

Belli etmiyorum ama ağzım kulaklarımda…

Öyle ya, kolay mı bir İstanbul taksicisinden takdir almak, nazarında sınıfı geçmek?

Artık ölsem de gam yemem…

O yüzden ben yırttım sevgili hanımlar, gerisini siz düşünün artık!

Sıradaki haber yükleniyor...
holder