Kutlarım...
Bir arkadaş, kapıdan girdi bacadan çıktı, döndü dolaştı, allem etti kallem etti, nasıl becerdiyse neticeye ulaştı...
Ve Rusya-Ukrayna savaşının gerçek sorumlusunu buldu: - Sorumlu, Türkiye imiş meğer. T.C. Hükümetiymiş.
......
Ne diyeyim? - İmdaat!.. “Bu arkadaş yarın öbür gün Türkiye’yi yönetmeye talip olanlardan biri” diyeyim de gerisini siz düşünün artık.
Bir başka arkadaş da (ki harika çocuktur) Amerika’yı Amerika’dan daha çok savunuyor.
Amerika elinden geleni yapmış da hele Avrupa çırpınmış durmuş da ama Ukrayna sağlam durmamış. Bunu da kutlarım. Bu arkadaş da Türkiye’yi yönetmeye taliplerden biri. Yani bir imdat daha.
Neye yanıyorum biliyor musunuz? Avrupa ve Amerika’nın ne kadar güvenilmez ve kaypak olduğu dünyaca “tam bir kere daha tescil edildiği sırada” Türkiye’den böyle acayip seslerin çıkması çok hazindir...
Özü sözü bir olan mert Türklerin içinde bu tip insanların da bulunması bizi çok yoruyor.
Bunlar, kimlerin peşine takılmış gidiyor yarabbi? Gerçi savunma sanayimiz sayesinde, biz bize yeteriz, dünya üstümüze gelse dimdik dururuz ama bunlara bir şey yapamayız.
Sadece katlanırız. Ne de olsa bizden biridirler. İnanın, en büyük derdimiz budur.
Son söz: S-400’leri niye almışız yahu?
- Hangarda tutmak için mi? Yok, Taksim Meydanı’nda sergilemek için. YPG mi bize saldıracak, yuh...