HDP, yüzde 10’luk bir oy potansiyeliyle, Millet İttifakı’nı kilitleyiverdi. Kendisi de ‘anahtar’ oldu. Siyasi Çözüm diyordunuz.
Buyurun işte. Genel bir provadır. Bundan böyle, -o cenahta- HDP’ye sorulmadan kuş uçamayacak.
Kabul etmeliyiz ki... - Büyük başarıdır. 50+1 gibi yüksek bir orana, yüzde 10 oy’la hükmedebilmek, siyasette ender rastlanan bir durum...
HDP’ye ittifakın gizli patronu desek, belki ana muhalefete ayıp olur fakat ne yapalım ki Kurucu Parti, kendi unvanına yaraşır bir performans sergileyemedi...
Sergileyemiyor.
HDP’nin aldığı mesafe, hiç zannetmem ki Kandil’i mutlu etsin. Kandil, kendi güdümünde olan bir HDP ister...
Çok normal. Silahlı bir gücün bir de siyasi kolu olması fena mı? Elbette ister. Fakat köprülerin altından çok sular geçti.
HDP, galiba artık şahsiyet peşindedir. Rüşt peşindedir. Hiç yadırgamam. Kandil’e karşı bağımsızlık kazanmak, anadil’de eğitim kadar önemli değil midir?
Aday çok
Adaylık için çok başvuru varmış. Eski ve yeni politikacılar, eski ve yeni bürokratlar...
İş aleminden ve akademi camiasından da akın akın talepler...
Velhasıl cumhurbaşkanlığı için millet sanki kuyruğa girmiş.
E ne yapsınlar? Aday diye şimdiye kadar bazı ismi geçenlere bakıp benim başım kel mi diye düşünmüş olabilirler.