9 Temmuz Beyannamesi’nin içinde “Kontrollü Darbe” lafı geçmiyor.
Hata’dan dönmek, bence adaletçilik sınıfına girer.
Yani, geri adım değil, bilakis bu, medeni bir adımdır.
Hakkını teslim ederek adaletçiliğe biz de bir katkıda bulunalım.
Önce bu.
★
Bunu dedikten sonra...
Dönelim Anma Törenleri’ne.
Allah bize öyle bir geceyi bir daha yaşatmasın.
15 Temmuz, bir darbe girişimi falan değil, düpedüz bir işgal ve istila hareketiydi... Hem de hiç bitmemecesine...
Başarısızlığa bu yüzden üzülüyorlar zaten... Kahroluyorlar.
Şehitlerimizi ve gazilerimizi saygıyla anıyoruz.
★
Senin için Demokrasi Bayramı olan 15 Temmuz, Almanya, Avusturya, Hollanda için hezimet günü’dür.
Anma törenleri daha da depreştirir yaralarını.
Mazur göreceksin.
Sen burada şölen yaparsın, onlar orada karalar bağlar.
Mesele budur... Senin bakanlarına hiç vize verirler mi?
★
PKK, Almanya’nın koruması altında olduğu halde, Hamburg’u yakıp yıkanların içinde yer aldı diye neden şaşıyorsunuz?
Yahu kendi anavatanı olan Türkiye’yi bile satanlar, Almanya’yı hiç takar mı?
Daha durun bakalım.
★
Haa, unutmadan...
Batılı dostlar, bize jest yaptılar.
Ne jesti?
Hatta lütfettiler.
Ve dediler ki:
“Türkiye’nin meşru müdafaa hakkına saygı duyarız.”
Ya saygı duymasalardı ne yapardık?
Bu muasır medeniyet denen nesne, sahiden muazzam bir medeniyetmiş meğer.
★
Son bir not:
Mitinge katılım ne kadarmış?
Rakamları tartışıyoruz.
Ayıp ayıp.
- Farz edin ki 5 milyon kişi.
- Farz edin ki 50 bin kişi.
Ne fark eder?
Zarfa değil mazrufa bakmayı bir türlü öğrenemedik.
12 Temmuz 2017, Çarşamba 05:00
Haberin Devamı