Rauf TamerBaşlıyor

HABERİ PAYLAŞ

Başlıyor

Haberin Devamı

Karamollaoğlu’nun yolunu kesmişler: “Kurtar bizi dede” diye bağırmışlar.

Tıpkı Demirel’e “Kurtar bizi baba” diye bağırdıkları gibi... Tıpkı Ecevit’e “Kurtar bizi Karaoğlan” diye bağırdıkları gibi.

Yarın meydanlarda eminim ki Akşener’e de bağıracaklar: “Kurtar bizi abla.”

Ömrümüz hep kurtulmakla geçti.



İkna edilirse, Abdullah Gül’e çatı aday olarak sarılmak mümkün.

Gerçi 2007’de onun yolunu kesmişlerdi ama dün dündür.

Bugün ise “Müslüman bir cumhurbaşkanı” adayına ihtiyaç var.

Bu bir irtica değil, irtifa’dır, bravo.



Eğer Gül olmazsa - ki galiba olmadı - o zaman milliyetçi bir adayda birleşmek lazım.

Ne var bunda?

Milliyetçilik fena bir şey mi? Ulusalcılığın gariban olanı.

Gidip bir sosyal demokratı aday gösterecek değiller ya... Ahmet Necdet Sezer gibisi her zaman bulunmaz ki.



Anlaşılıyor ki, 24 Haziran’a kadar sadece seçim konuşacağız.

Ne Afrin kaldı, ne Menbiç, ne de Kahraman Mehmetçik.

E hani askerin zaferi oy’a tahvil edilecekti.

Ah bu hafıza-i beşer.

23 Nisan

Tıpkı son Başbakan gibi, TBMM de Parlamenter Sistem’in son Meclisi’dir. Ama “hakimiyet kayıtsız şartsız milletin” olarak sonsuza kadar yaşayacak. Bu duygular içinde 23 Nisan Bayramınızı kutluyorum.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder