Avrupa’nın çapsız devlet adamları, yeteneksiz ekonomistleri, küçücük bir Güney Kıbrıs Krizi’ni bile çözemiyorlar. Nedir ki? Devede kulak. Ama siyasi irade’den yoksun oldukları için, zaten AB’nin de sonunu hazırlamaktadırlar. Kel’in merhemi olsa, önce kendi başına sürer.
* [[HAFTAYA]]
Türkiye’nin AB üyeliğini yıllardır hararetle destekler iken, şimdi birdenbire -karşıt değil amanötr hale geldim. Olsa da olur, olmasa da olur. Hatta Türkiye kendini ağıra satsa daha iyi olur. Çağdaş uygarlığı yakalamak başka, gittikçe köylüleşen şu Avrupalılık başka.
*
Aynı şekilde Birleşmiş Milletler... Öyle demode kaldı ki, bizim Eski Eserler ve Anıtlar Kurulu, Köy İhtiyar Heyeti, Hükümet Tabipliği falan, mumla aranır oldu. Üzüm üzüme baka baka kararır. FİFA nedir ki? Dünyanın en muhafazakâr kurumlarından biri... Modern futbol endüstrisi nerede, o nerede? Ofsayt hakkında bile bir santim alternatif üretemiyor. Bizim beğenmediğimiz KİT’ler vallahi daha atılımcıydı.
*
Bütün bunları söyledikten sonra, Ankara’daki Yeni Anayasa çalışmalarına dair de iki laf edelim. Ayıptır. Ucu açık, sonu meçhul çalışma olmaz. Böyle komisyon, böyle müzakere hiç olmaz. Vazgeçtik anayasadan, siz bari vatandaşlık tanımında mutabık kalın, biz anayasasız yaşamaya da razıyız.
02 Nisan 2013, Salı 05:00
Haberin Devamı