Bir erken seçim lafıdır gidiyor. Ama ufukta öyle bir şey gözükmüyor. Hodri meydan’lar bile boşunadır... Çünkü erken seçimi, ancak şartlar getirir. Şartlar oluşmuşsa zaten kimse kaçamaz. Tıpış tıpış sandığa gidilir. Öyle bir hava var mı? Yok. E neyi konuşuyoruz.
Tıpkı bunun gibi... Yeni bir parti’yi de ancak şartlar getirir. İstersen elli tane parti kur... İhtiyaç yoksa nafile. ...... AK Parti 2001’de kurulurken, zamanlamayı güzel seçmişti. Şimdi Ali Babacan parti kurdu ama kurarken siyasi yelpaze’ye hiç baktı mı? Konjonktür’e baktı mı? Saat’e baktı mı? Nereye gidiyor? Hangi boşluğu dolduracak? Ali Bey’e yazık olur diye endişe ederim. -İnsan kolay yetişmiyor.
Kaldı ki... Taş yerinde ağırdır. Beşiktaş’ta çok iyi oynarsın da mesela Kasımpaşa’ya gidince belki intibak edemezsin... Kan grubu tutmayabilir, bir türlü uyum sağlayamazsın. Kaybolan bir yıldızsındır artık. Yazık değil mi?
Yakın siyasi tarihe bakar mısınız? En çarpıcı örnek, eski Adalet Partisi’nden kopanların kurduğu Demokratik Parti’dir... Gidenlerin her biri yıldız siyasetçi’ydi. Neticede ne oldu? Büyük kısmı geri döndü... Dönmeyenler de zaten unutuldu gitti. Tekrarlıyorum: -Taş yerinde ağırdır.
Haa, diyorsanız ki benim derdim üzüm yemek değil, eh, o zaman buyurun beyim, bağcıya birkaç yumruk da siz sallayın. Ama beyefendi adamsınız, hafif kalırsınız, o işi sizden çok daha iyi yapan küfürbazlar var... Siz, olsa olsa bir Abdüllatif Şener olabilirsiniz.