Dün çok hoş bir şey oldu. İsveç’teki rezaleti, nihayet CHP kınadı. Gerçi kınarken teröristlere yine PKK diyemedi ama zararı yok. Bu kadarını anlayışla karşılamak lazım. Seçime çeyrek kala HDP’yle ne diye papaz olsun? Üstelik, Kandil’in de hatırı var.
*
Görüyor musunuz? Bu kadarcık bir tavır bile bizi nasıl mutlu ediyor. Neler konuştuğumuzun farkında mısınız? Meğer ne hallere düşmüşüz de farkında değilmişiz. Neredeyse İsveç’i kınadılar diye sevinçten havalara uçup beyleri alkışlayacağız.
*
Dönelim siyasete. Seçim barajı kaç Allah aşkına? - Yüzde 50 mi, yoksa yüzde 1 mi? Yok artık. Baraj yüzde 1 olur mu? Olur. Hatta seçime hiç girmeseniz de olur! Gerçi anayasaya göre herkes eşittir ama 6’lı masadakiler imtiyazlıdır. İçlerinde en az 5 kişi, oturduğu yerden, tırnağını bile oynatmadan, ya başkan vekili olacak ya da bakan.... İyi mi? Üstelik 6’ncı kişinin yetkilerini de paylaşarak. Dikkat buyurun. Yüzde 1 oyla... Ya da 0.8 .... 0.9 oyla.
*
Bu konuda artık bir şey yazmak istemiyorum. Nesini yazayım?
- Mevcut anayasa, kuşa dönmüştür.
- Sistem delinmiştir.
- Rejim dejenere edilmiştir.
- İşin kötüsü, siyasi partiler, demokrasinin vazgeçilmez unsurları olmaktan çıkmışlardır. Korkarım, siyasi dolandırıcılık diye yeni bir meslek doğuruyor.