Adama adam gibi soru soruyorsun:
- İki bakanlık istemişsiniz doğru mu? Doğru der mi? Bin dereden su getiriyor.
...............
Öbür adam da öyle:
- İki bakanlık verecekmişsiniz doğru mu? Yeni duymuş gibi hayretle karşılıyor:
- Kim taahhüt etmiş? Sizi bir güzel azarlıyor.
Bunlara bir şey sormayacaksın. Aday mısınız diye yüz kere sordunuz da ne oldu? Ne öğrendiniz? Aday mıymış, değil miymiş? Efendim, ittifak partileri karar verirse, kaçış yokmuş, öyle mi? Sanki bey amca silah zoruyla adaylığı kabul ediyor.
Her lafı da manşet. Hele şuna bakar mısınız?
- Seçilirsem, eleştiriye açığım. Yeter ki hakaret olmasın. Yahu hakaretsiz olur mu? Kendisi 10 yıldır hakaret şampiyonu. Çuval dolusu tazminat ödedi. H Şimdi ise hakaret olmasın diyor. Bey amca bunu derken biraz mahcubiyet duydu mu? Orasını kaçırdım. Lakin bende bir liste var: 10 yılda söylediği - hakaret içeren - 100 kelimeyi, fazla değil 100 kelimeyi bir kenara yazmışım. Yayınlayacak falan değilim. Ama isterse kendisine takdim edebilirim.
Not: Dünkü yazımın son cümlesinde, 2030 diyeceğime 1930 demişim. Bu 100 yıllık fark bir özürle kapanabilir mi, bilemem... Ne kadar kapanabiliyorsa işte o kadar.