Kılıçdaroğlu hele şöyle bir dakika dursun. Özgür Özel’e bir kulak versin. Özetleyeyim: Millet İttifakı’nda gerçek adayın kim olduğunu öğrense, Atatürk bile çok beğenir ve dermiş ki:
- İşte benim cumhurbaşkanım. Yani o derece mükemmel bir aday. Bunu kim söylüyor? Özgür Özel... Bravo.
Özgür Bey, çok dikkatli bir siyasetçidir. Söylediği her lafın nerelere kadar uzanacağını iyi bilir. Gerçi benzer lafları başka CHP’liler de söylemiştir ama Özgür Özel’in partide özel bir yeri var. Yani, demeçleri, söylemleri açıklamaları özel bir ilgi görür.
Peki, ne demek istemiştir şimdi? Tercüme edeyim:
- İsmi ortalıkta geçen aday adaylarını boşverin. Onlar birer figüran... Asıl adayımız başka biri... Mükemmel biri... Atatürk’ün bile takdir edeceği ve işte Cumhurbaşkanım diyeceği biri.
Aday diye ortalıkta hâlen ismi dolaşan kim var, kimler var? Var. Ama en iddialı, en hevesli, en ısrarlı aday, Kılıçdaroğlu... Öyle ki bu iş bitti diye bakıyor. Vaatlerini sıralıyor. Neredeyse Yeni Bakanlar Kurulu’nu bile açıklayacak kadar favori görüyor kendini.
Hal böyleyken... Asıl aday diye başka birini ima etmek ve ismini de ketumiyetle saklamak, Kılıçdaroğlu’nu incitmez mi? Düşünün... Atatürk’ün koltuğunda oturan birini değil de meçhul birini layık görüyorsunuz adaylığa... Ve bunu açık açık söylüyorsunuz. Yahu, kavgada söylenmez.
..........
Ben yanlış anladıysam özür dilerim. Ama doğru anladıysam Kılıçdaroğlu’ndan kim özür dileyecek, artık orasına karışmam.