Demek ki neymiş? Nefsi müdafaa Amerikalılar için hukuki bir hak’mış: SİHA’mızı böyle vurdular. Peki, bu hak, bizde yok mu? Canımıza kasteden eşkıyaya karşı biz bu hakkı kullanamaz mıyız?
Bu ne büyük bir utanmazlık ki, ta okyanus ötesinden gelip Suriye’nin bir köşesinde uçuşa yasak bir bölge ilan ediyorlar? Nedir? Bu da coğrafi bir hak mı?
Artık pişkinliğin burcuna tırmanmış durumdalar. Daha ötesi yok. Ne diyorlar? “PKK’yla mücadelesinde Türkiye’nin arkasındayız.” Ne şüphe? Elbet arkamızdasınız. Sırtımızdan hançerlemek için.
PKK’yla değil aslında Amerika’yla mücadele ediyoruz. Bir santim bile geri adım atmayacağız... Yeni tezkere Meclis’te... Kemal Bey ağlasa da zırlasa da, hiç kusura bakmasın, nefsi müdafaamız devam edecek.
Hâlâ çocuk kandırıyorlar: PKK başkaymış, YPG başkaymış. Evet, çok başka. Biri fasulye piyazı, öbürü fasulye pilakisi... İsterseler bir de kuru fasulye eklesinler buna... Hangi kılığa girse biz o familyayı tanırız: Çekilin siz aradan...
Çekilmezseniz ne olur? Vallaha ne olursa olsun... Bir an evvel olsun... Zira bundan kötüsü zaten olmaz.
Bizimkisi, sadece nefsi müdafaa’dan ibaret de değildir: - Haysiyet savaşı veriyoruz. Evet... Haysiyet dedim. Bu kelimeyi anlar mısınız? Dilinizde tercümesi nedir? Hay Allah. Sizin diliniz de yok, sahi... İngilizce konuşuyorsunuz. Süper devletmiş... Yahu en ilkel kabilelerin bile bir dili vardır.
Not:
Ankara’da eyleme kalkışan o teröristler Suriye’den gelmişler. Hayret. Bir zannediyorduk ki, Çin’den veya Japonya’dan geldiler.