Hatırlayın. Aylardır, insanlar akşamları ekranların karşısına geçer, günlük korona tablosu’nu merakla beklerdi... Kaç vaka? Kaç vefat? Kaç test? Şimdi kimsenin pek baktığı yok. Herkes kanıksadı. Zaten ne maske kaldı, ne mesafe. Hele bir de aşı ümidi doğdu ya, artık rehavet cesarete, hatta cinnete dönüştü. Ve korona, bir nezle muamelesi görmeye başladı. Hepimize geçmiş olsun. Aman ha, nezle bulaşıcıdır.
Bir yandan da yeni tedbirler alınıyor. Tedbir denince, akla hemen 65 yaş üstü gelir. Ve yeni yaptırımlara oradan başlanır. Zannedersiniz ki, korona denen bu belâyı, 65 yaş üstündekiler getirdi ve yaydı. Zannedersiniz ki, maske ve mesafeyi 65 yaş üstündekiler bozdu, sokaklardaki kalabalıkları hep onlar oluşturdu. Zannedersiniz ki, vur patlasın çal oynasın diye hep onlar çıldırdı... 65, 75, 85, 95 yaş. Yahu gidin bakın şu İstiklal Caddesi’nde avare avare gezenlere... İçlerinde bir tane 65’lik var mı acaba?
Gelelim son notumuza... “Her şeyi bilen adam” koronayla mücadele yollarını göstermiş ve demişti ki: Çok basit. Sonra, depreme karşı tedbirleri açıkladı. O da çok basit. Hep basit. Bir ihtimal, kanserin çaresini de söyleyecek ama belki seçim vaktine saklıyor.
Bu Bilge Adam, son olarak da ekonomiye bir reçete yazdı. Ve ekledi: Destek vermeye hazırız. Daha ne yapsın? İktidar olmadan bile bu kadar muktedir olabiliyorsa, ben inanıyorum ki, bu ülkede “can ve mal güvenliğinin” çaresi de ondadır.
........
Son söz: Ne yapıp edip, onu ikna etmeli ve bu Bilge Adam’ın Tek Adamlık, hatta Yegâne Adamlık için mutlaka aday olmasını sağlamalı.