Giriş
Önce İmamoğlu.
- Diyarbakır’a niye gitti? Hayır. Soru o değil. Asıl soru şu:
- Ankara ve İzmir Belediye Başkanları, Diyarbakır’a niye gitmedi?
PKK diyor ki: - Ormanları biz yaktık. Kimse duymuyor.
Bizim “doğa aşıkları” ise, Kaz Dağları’nda konsere gidiyor.
Çünkü orada sosyete var. Ormanda ne var?
Piyanoyu sırtlayıp gitseler ya küle dönmüş ormana.
Buna mukabil. Görevden alınan Belediye Başkanları, hâlâ “PKK’yla ilişkimiz yok” demedi, demiyor.
Bilakis... “Sırtlarını PYD’ye, YPG’ye, PKK’ya dayadıklarını” gümbür gümbür söyleyen açık sözlü eşbaşkanlar gördük. Gel de kıskanma.
Herhalde farkındasınız. Davutoğlu, çok konuşuyor. Babacan hiç konuşmuyor.
Peki Abdullah Gül? O, genetik ve bölgesel zekâsını konuşturuyor.
Televizyonlarda her gece Ersan Şen’i dinlerken vallaha nabzım 140 atıyor. - Yahu, dinleme.
Yoo, ille dinleyeceğim. Konuşması bitince (biterse) nabzım yavaş yavaş normale dönüyor.
Bir not da futbola dair. Falcao’ya sormuşlar.
- Nasıl bir ev istersin? O da demiş ki:
- Nasıl olursa olsun, yeter ki, küçük bir bahçesi olsun...
Akşamları, sabahları idman yapmak için...
.........
Bizimkilere sorsalar derlerdi ki:
- Dubleks olsun, deniz manzaralı olsun, mutlaka havuzu olsun. Haklılar...
Allah kimseyi gördüğünden ayırmasın.
