Giriş
Binali Yıldırım Bey, Başbakan olduğu gün, demişti ki: - Dostlarımızı çoğaltacağız, düşmanlarımızı azaltacağız.
*
Bu iş nasıl olacak diye çok düşündüydüm. Pekalâ oldu işte. Binali Bey’le birlikte ve onu takip eden süreçte, sahiden iyi ilişkiler kurduk. Rusya’nın Milli Bayramı’nı kutlayan mektuplarla yeni bir süreç başlattık. Kavga etmeyi bildiğimiz gibi barışmayı da bildiğimizi dünyaya gösterdik.
*
Rusya, İran, İsrail, Ermenistan, Yunanistan ve ismini saymaya gerek duymadığım diğerleri, şimdi karşılarında yüksek onur sahibi, bir o kadar da olgun Türkiye görmektedirler. Hiç taviz vermeden Amerika’ya koyduğumuz tavır ise aynen devam ediyor. Ve etmelidir. Her kuşun eti yenmez.
*
AB’nin bize bakışı bile değişmiştir. Birleşmiş Milletler’in bir yıldız üyesiyiz. Asya ve Afrika ülkelerine de liderlik ve abilik etmekteyiz. Türkiye’nin bir gün bu duruma yüceleceğini, yıllar evvel biri bize anlatsaydı, hangimiz inanırdık?
*
Partizan falan değilim ama iyi bir Türk’üm. Açıkça söylüyorum: Bu Tayyip Erdoğan, dışarıya karşı koyduğu haysiyetli tavırlarla benim gururumu okşuyor. Başım dik, alnım açık yürüyorum. Erdoğan’ı eleştirme hakkımı daima mahfuz tutarak ona teşekkürlerimi sunarım.
Not: İsveç’in NATO üyeliği için bize kim talimat verebilir? O İsveç, zirvede alacak yine ağzının payını... Teröristlerle ilişkisini ya kesecek, ya kesecek. Ve sonunda o da bize teşekkür edecek.
