Bir asabi arkadaşımız var... Dünden beri onu teskin etmeye çalışıyoruz. Çünkü yemin ediyor: Gördüğü ilk HDP milletvekiline tokat atacağını söylüyor.
- Sakın ha, suçtur. Soruyor:
- Ne kadar suçtur? Polise yumruk atmaktan daha da mı büyük suçtur? Arkadaş, tam çıldırmış vaziyette.
*
Bu tokat yumruk meselesi ilk değil. HDP’li bir kadın milletvekili, 10 yıl evvel bir polise tokat atmıştı... Perdeyi o açtı. 6 yıl evvel yine bir HDP milletvekili, bir komiserin üzerine yürümüş, kendi tabiriyle “ona haddini bildirmişti.” Şimdi de Kadıköy’deki bu olay, tüy dikti... DBP milletvekili, polise yumruk attı. Arada bilmediğimiz belki başka olaylar da vardır.
*
Devlet memurunu düşman gibi görenler, bakıyoruz, hep aynı cephede buluşmuşlar:
- Saray’ın Savcısı, Saray’ın Hakimi... İşte bu da Saray’ın Polisi. Annelik gibi kutsal bir mertebeye ulaşmış Diyarbakır Anneleri bile Saray’ın Annesi. Bakar mısınız? Rehin alınan o kesimden, yumruğu kınayıcı “hâlâ” tek söz yok... Saat kaç?
*
Bizim arkadaş, buna da ayrıca öfkelenmiş...
Kılıçdaroğlu’na ateş püskürüyor: “Verdiğim oylar ona haram olsun” diye hop oturuyor, hop kalkıyor. Çok şükür, benim böyle bir derdim yok. Ben Kemal Bey’i, taa parti genel başkanlığına aday değilim deyip de “tek aday” olduğu gün, orada bırakmıştım.