Düşmanımın düşmanı dostumdur mantığı, bu bölgede sökmez. Çünkü öyle bir bölgede yaşıyoruz ki, düşmanımın düşmanı, aynı zamanda başka bir düşmanımın dostu olduğu için, formalar iyice karışıyor. Üstelik... Terör örgütleri de aynı sahada top koşturmaktadır. Şike bile imkansız.
[[HAFTAYA]]
Türkiye, acaba hiç bu cehennem ateşine bulaşmadan, farklı bir rol üstlenebilir mi? Mesela... Bölgenin Hastanesi gibi... İlk Yardım Merkezi gibi... Bakım ve Tedavi Ünitesi gibi... Sağlık, Beslenme ve Hayata Döndürme Kampı gibi... Yani, tam bir “Şefkat Kliniği.”
Yaptığımız zaten budur. Göç dalgasına kucak açmak da zaten bunun bir parçasıdır. Bari adını koyalım. Ve dünyaya da ilan edelim. Dil, din, mezhep, ırk, milliyet farkı gözetmeksizin, kim olursan gel, terörist de olsan gel, burada şifa bul, tedavi ol, hayata dön diye yapılacak bir çağrı, doktorların Hipokrat Yemini’ne de gayet uygundur. Türkiye’ye itibar da getirir.
Aylardır amatörce yürüttüğümüz bir görevi, uluslararası bir gönüllüler platformuna dönüştürebilir ve dışardan takviye tıp kadroları alabiliriz. Hiçbir savaşta, hiçbir ülkenin şimdiye kadar üstlenmediği bir işlevdir bu. Kutsaldır da. Beğenmiyorsan git, cehennem ateşine sen de katıl... Ya da başka bir alternatif söyle