Seçim, Nisan’da mı olsun, Mayıs’ta mı, Haziran’da mı? Her parti kendine göre bir tarih biçiyor.
Haklıdırlar. Değişen Seçim Kanunu’na bakarak, elbet bazı tercihler olacak. Ve o tercihler -belki değilmuhakkak sonuçları da etkileyecek.
*
Hepsi bu mu? Hayır. Seçimi etkileyecek olan yan faktörleri de unutmayın:
- HDP’nin akıbeti var. Mahkeme kararı ne olacak?
- Cem Uzan faktörü var. Çünkü yeniden yargılanma başvurusu var... Genç Parti beklemede.
- Ramazan var. Onun getireceği mütedeyyin bir atmosfer var. Varoğlu var.
- Sınavlar var...
- Okulların tatili var. Yani çocukların tatil özlemi... Ve bu uğurda yapılmış erken rezervasyonlar var.
.........
Bunlar sadece birkaç tanesi. Takvim’e iyi bakmak lazım.
Tek oy bile mühim olduğuna göre...
*
Fakat nereden bakarsanız bakın, seçime çeyrek var. İster Nisan, Mayıs, ister Haziran... En geç 5 buçuk ay içinde buyurun sandığa.
Buna rağmen, Cumhurbaşkanı Erdoğan hariç, hâlâ ortada başka aday yok. Böylesine “hayati” bir seçimde rakip bu kadar gecikir mi?
Öbür aday veya adaylar kim? Aylardır Türkiye onu bekliyor.
Not:
Bayılırım pişkin insanlara. Şimdi öyle biri çıksa, işte. “Adayım” demese bile adaymış gibi kapı kapı gezip oy dilense...
Hiç utanması olmadığı için, nutuklar atıp vaatlerini bari sıralasa... En yakınındaki çalışma arkadaşını bile zerrece sallamayıp başka köprüler kursa, çeşitli angajmanlara girse...
Diğer figüranlarına da birer parmak bal çalsa. Daha ne isteriz yahu? Hele bir de yalan söylemeyi becerebiliyorsa harika olur...
Dünya devletlerinin bazı cibilliyetsiz liderleriyle ancak böylesi başa çıkar. Ama böylesini nereden bulacağız? Türkiye’nin açmazı burada.