Şimdi sevinenler, Ergenekon Operasyonu’nda üzülenlerdi...
Tersten de okuyabiliriz, zira o gün sevinenler, bugün üzülüyor.
Bazı meslektaşları elbet tenzih ederim. Lakin çoğumuz böyleyiz.
Ucu, kendimize dokununca feryadı basarız.
Demokrasi böyle mi korunur?
Basın Özgürlüğü böyle mi savunulur?
Mustafa Balbay’ı sahiplendiğiniz kadar şimdi Ekrem Dumanlı’ya, Nuh Gönültaş’a ve diğer arkadaşlara sahip çıkmıyorsanız “bu medya herşeye müstahak” demektir.
* * *
Ahmet Şık’ı takdir ediyorlar...
[[HAFTAYA]]
Niçin? Kendileri Ahmet gibi şık bir duruş sergileyemediği için...
Aman Allahım, her normal demokratın göstermesi gereken refleks, ne zamandan beri erdem oldu?
“Ben varsam demokrasi vardır, ben yoksam demokrasi yoktur” kuralından beri mi?
Haa, yani ezelden beri.
* * *
Bakıyorum, aynı illet okuyuculara da bulaşmış.
Sokaktaki insanlara da, sporcusuna da, sanatçısına da...
Her tarafa bulaşmış.
Kimi “oh oldu” diyor kimi “yazık oldu” diye dövünüyor.
Ergenekon’da da böyleydi:
Bizimkiler / Sizinkiler.
Siyasetçilere bakınız.
Kimi davanın yine savcısı kesilmiş, kimi avukatı.
Kimsenin bildiği de bir şey yok...
Kulüp tutar gibi konuşuyorlar işte.
Kılıçdaroğlu’na da maşallah.
Daima mazlum’dan yanaymış.
Hem dün, hem bugün ne biliyorsun kimin mazlum olduğunu da ondan yanayım diyorsun muhterem? Desene ki açık açık “nerden oy gelecekse ordan yanayım.”
* * *
Allahaşkına, siyasetçiler hiç karışmasın bu işe...
Bir defacık da karışmasın.
Başta Cumhurbaşkanı olmak üzere, Başbakan, Bakan, Muhalefet Sözcüleri, kimse konuşmasın...
Emniyetin ve Adliye’nin üstüne gölge düşmesin. Yorulduk yahu, dünyaya hergün rezil olmaktan.
Buna rağmen.
Türkiye’de demokrasi olmaz mı?
Var. Bal gibi var demokrasi.
Ama demokrat yok.
16 Aralık 2014, Salı 04:00
Haberin Devamı