Bizim nesil, cep telefonuyla ve kredi kartıyla 50 yaşından sonra tanıştı... Asma Köprü’den ancak 40 yaşında geçebildi. Mehmet Barlas’ın dediği gibi, şimdiki çocuklar zannediyorlar ki, bunlar hep vardı.
Haydi onlar çocuk. Ama koskoca adamlara ne demeli? Hamurları istemezükçülükle yoğurulduğu için, ne yapsan beğendiremezsin.
Bir umursamazlık, bir nankörlük ve bir şımarıklık içindeler... Bütün eserleri, kendilerine lütfedilmiş bir müktesep hak gibi görürler. Hem tepe tepe kullanırlar, hem de burun kıvırırlar. Siyaset, gözlerini kör etmiştir. Nefret de cabası.
Mümkün olsa da bütün şu otoyolları, barajları, limanları, asma köprüleri, metroları, tüp geçitleri, hastaneleri, üniversiteleri, spor tesislerini ve stadyumları, yok hükmünde farzedip iptal etmeli...
Fazla değil, 1 ay... Tamirat, tadilat vesilesiyle 1 ay kapamalı...
Sonra da oturup ülkenin halini seyretmeli. Bakalım, nasıl ve hangi havaalanından uçacaklar güney sahillerine... Bakalım hangi gelişmiş hava yolları’nı kullanacaklar... Daha sayayım mı?
- Efendim millet aç aç. Doğru... Aç. Ama ben diyorum ki bütün bu saydıklarımı iptal etmeli. Traktörlere el koyup, karasaban’a dönmeli...
Ankara’dan çıkışta, o karga sekmez virajları’na tekrar kavuşmalı.
- Paramız pul olmuş. Doğru. Paraya tekrar 6 sıfır eklenmeli. Evlerdeki buzdolapları yine tel dolap’a çevrilmeli.
Oh, taksitlerden kurtulmalı. Yahu İstanbul’un bütçesi iki tane Suriye eder. Siz hâlâ İHA’larda SİHA’larda mı kaldınız? Yazık size.