Nihat Özdemir, Yavuz Donat’a demiş ki:
- Türkiye’de Cumhurbaşkanlığı hariç, Futbol Federasyonu Başkanlığı kadar zor bir görev olduğunu düşünemiyorum. Sonra da ilave etmiş:
- Kimseyi memnun etmek mümkün değil.
*
Eh, biraz abarttıysa da (lafın gelişi) büyük ölçüde doğru söylemiş. Nihat Bey, başarılı iş hayatında karşılaştığı handikapların misli kadar mücadeleyi ve hatta üzüntüyü, Federasyon Başkanlığı’nda yaşamıştır sanırım... Milyonlarca taraftarı olan ve her biri de uzman kesilen futbol dünyası, bir gayya kuyusudur. Koro halinde:
- Hakem istifa.
- Teknik direktör istifa.
- Yönetim istifa.
- Ve tabii Federasyon istifa. Peki futbolcu? Futbolcuya bir şey yok.
*
Hiç unutmam. Nihat Özdemir’in başkanlığa başlarken yaptığı ilk basın toplantısından dönen Faik Gürses, gazeteye gelir gelmez heyecanla demişti ki:
- Böylesine hazırlıklı, böylesine planlı, kararlı, programlı bir başkan hiç görmedim... Mükemmel bir Başkan’a kavuşuyoruz galiba. Evet ama Nihat Bey’in de burnundan getirdik. Bıraktı gitti. Şimdiki Başkan’a Allah kolaylık versin.
*
Şu son olaya bakalım. Faroe Adaları’na mağlup olunca, fatura yine Alman Hoca Kuntz’a ve dolayısıyla Federasyon’a kesildi... Ruh fukarası bazı futbolcular değişsin diyen yok... Kuntz değişsin. Tıpkı Şenol Güneş değişsin gibi. Ama artık yeter.
*
Yeri gelmişken söyleyeyim: Nihat Özdemir ve iş arkadaşları müteahhitler, aldıkları ihalelerde de zaman zaman hedef olmuşlardır.
- İhale kazanmak suç mu? Suçsa, devlet niye ihale açıyor? Konumuzla ilgisi yok ama şimdi aynı şeyi İYİ Partili müteahhitler için de soruyorum.
- İhale kazanmak ayıp mı?