Yeni bir yıla tam girerken... Libya tezkeresi. Özeti:
-Mehmetçik Libya’da. Takvim yapraklarını çevirip bakarsanız, zaten görürsünüz ki, Mehmetçiğin ayak basmadığı ülke yok.
- Mehmetçik Kosova’da. - Mehmetçik Somali’de, Lübnan’da.
- Mehmetçik Afganistan’da, Irak’ta, Suriye’de. Hatta çocukluk yıllarımıza kadar inerseniz: -Mehmetçik Kunuri’de.
Yahu Kunuri nerede? Taa Kore’de. Bilmediğimiz bir diyarda... Tanımadığımız insanlarla, bizi ilgilendirmeyen bir sebeple... Göğüs göğüse çarpışmakta Mehmetçik... Kore Destanı yazmakta... Çok güzel... Gurur verici. Lakin biz orada savaşırken, kimse bizi Ermeni soykırımıyla falan hiç suçlamamış... Doğu Akdeniz hiç akıllarına gelmemiş... Ilımlı İslam mıyız, baskıcı bir devlet miyiz, demokrasisi arızalı bir ülke miyiz? Hiç kimse bunları düşünmemiş, sormamış, bakmamış. Sadece sırtımız sıvazlanmış. “Aferin” denmiş. Eh, o da bize yeterli gelmiş.
Şuraya varmak istiyorum. Bugün terör örgütleriyle tek başına boğuşuyor Türkiye... Suriye’deki yangına en tehlikeli mesafede olan ülke Türkiye... Dünya seyrediyor... Çocuklar sorsalar bize: Ne işimiz vardı baba Kore’de? Gelin de cevap verin. Çünkü ardından hemen şunu da soracaklar:
- Peki Kore’deki o müttefiklerimiz ne oldu, şimdi neredeler?
Zamanın ruhu, ne kadar kalleş bir nesneymiş meğer. Mehmetçik’i Libya’ya uğurlarken, yılın son gününde işte bunları düşündüm.