Kabahat, Başkan Erdoğan’da. Manda yoğurdu’nu telaffuz edince, bir takım basit adamlara malzeme verdi... Sanki o yoğurt, bulunmaz matahmış gibi... Hele yoğurdun içine bir kaşık bal deyince vay, seni gidi komprador... “Millet aç aç...”
- Sen hâlâ bal mı yiyorsun? Hem de içine yulaf katıyorsun, öyle mi? Yahu havyar kadar pahalı değil mi bu yulaf?
*
İşte, düzeyleri bu olan adamların, eleştiri düzeyleri de bu... Elma yesen, keramet arayacaklar. Armut yesen, nereden buldun diyecekler. Karpuz yesen, fiyatı kaça diye soracaklar. Kabahat Erdoğan’da. Bütün gün hiçbir şey yemediği halde, geceleri yatarken yediği yoğurt, bu zavallı adamlara malzeme oluverdi.
- Millet aç aç. Erdoğan, bazen simitçiye uğrar ya. Neredeyse yarım simiti bile ona çok görecekler. “Nefret” ne fena şey.
*
Öyleleri var ki, bir oturuşta kuzunun yarısını yerler. Öyleleri var ki, tek başına her gece bir şişe viski içerler. Öyleleri var ki, kahvaltı için ta Van’a giderler. Ama yürekleri nefret dolu olduğundan Cumhurbaşkanı’nın yoğurduna muhalefet yaparlar.
- Kabahat Erdoğan’da. Karşısındakilerin hangi düzeyde ve ne mal olduklarını bilmiyor mu?