Yemek yazarı ve işletmeci İdil Cimin’in davetiyle iki günlük bir Alaçatı, Urla gezisi yaptık. Zeytin Ormanı’nda yabani lavanta (karabaş otu) hasatına, zeytinyağı ve yemek tadımlarına vurduk kendimizi.
Bu yolculukta Ege’nin geleneksel kültürünün modern yorumlarıyla karşılaştım, umutlandım, mutlu oldum.
Bayram tatiliniz eğer Ege’den geçiyorsa, yerel bir pazara uğramamazlık etmeyin. İzmir gevrek otlar memleketidir. Alaçatı pazarı 200 tezgahta, yabani otlar, taze enginarlar, ev yapımı reçeller ve bilumum sürprizlerle sizi bekliyor.
Aynı gün Bademler Köyü pazarına da geçebilirsiniz. Foça’ya yakınsanız ‘Yeryüzü Pazarı’ da bugün. Urla İskele pazarı, cumartesi ve pazarları kuruluyor. Urla’dan mutlaka rezene ve pembe domates alın.
Salı günleri kurulan Tire pazarında 1700 tezgahta bin bir çeşit ürün, yaban otlar, iğne işi kanaviçeler var. Ödemiş cumartesi pazarı 24 bin metrekarelik bir alana yayılan bölgenin en büyük pazarı.
Haftanın her günü açık üretici pazarını da Seferihisar’da bulacaksınız. Bu hafta ayrıca bir yemek tarifi vermeyeceğim. Tarifi satır arasından siz çekip çıkaracaksınız.
Yol üstü pazarlarından alacağınız yöresel otlar, peynirler, zeytin ve zeytinyağı, ile bir şipşak şifa salatası yapacaksınız. Bu tatili fırsata çevirip yerel markaların zeytinyağlarından alın. Urla’ya yolunuzu düşürürseniz ‘Köstem Zeytinyağı Müzesi’ne’ uğramadan geçmeyin.
KÖSTEM ZEYTİNYAĞI MÜZESİ
Bir şey en büyük, en yüksek, en derin olunca kıymete biniyor ya. İşte burası dünyanın en büyük zeytinyağı müzesi ama burası köhne bir yer değil. Yaşıyor bu müze. Zeytinyağı üretiminin dünden bugüne değişimi sergileniyor.
Burası sadece sergi salonu değil aynı zamanda dünyanın en son teknolojisini kullanan yaşayan bir zeytinyağı fabrikası.
Konaklayabileceğin bir misafirhanesi ve hediyelik ürünler alabileceğiniz bir dükkanı da var. Sahibi Ortopedi Uzmanı Doç. Dr. Levent Köstem “Üç ev ve değerli birçok araziyi satarak, yapabildim” diyor.
‘Bumba Breakfast Club’ın bahçesinde ağaçların altında sınırsız bir kahvaltı size iyi gelecektir. Ağaçlardan tabaklarımıza dökülen limon çiçekleri bize çok iyi geldi.
Alaçatı’yı pas geçecekseniz, Ovacık’ta ‘Noni’s House’da cibinlikler içinde bir bahçede kahvaltı yapabilirsiniz. İzin alırsanız, yanındaki enginar bahçesinden hasat da yapabilirsiniz. Biz öyle yaptık. Keyifli tatiller!
SİZ HİÇ ORMAN YEDİNİZ Mİ?
Ben orman yedim, hem de işin kolayına kaçmadan. Urla İskele Pazarı’ndan ıspanak filizini, iç baklayı, enginarı, Bergama Köylü Pazarı’ndan Bergama tulumunu koy bir yana, ormanı da öte kenara.
Bunlar mis otu çiçeği, kuzu kulağı çiçeği, yabani havuç otu yaprakları ve çağladır. Bu orman zeytin ormanıdır ve Urla’nın Bademler köyündedir. Yaban otlarla sarmaş dolaş zeytinler üryan hale getirilip zeytinyağı elde edilir.
Bu zeytinyağı ile bütün saydıklarımı koy çanağa. İşte bu yenilebilir otlardan bir bahar salatasıdır. Başka bir deyişle de ormandır. 2500 dönümlük bir zeytin ormanını alıp üryan ettikleri zeytinyağını merkeze koydukları bir lokanta açmışlar.
‘Hiç Lokantası’ iyi yemek lokantaları içinde özel bir yere sahip. ‘Hiç’ müdahalesiz diyebileceğimiz zeytinyağını çıkartan içimizi, zihnimizi aydınlatan rafine bir işletme.
Mesela kiraz odunu kullanarak soğuk isleme yöntemiyle bebek ve çanak enginardan ‘ezme’ yapıyorlar, ban ekmeğinde İzmir söğüş, taze bağırsağa doldurulmuş sosis, yüzde 90 kakao olan deniz tuzlu karabaş otu çiçekli çikolata diyeyim bırakayım.
Tarif satır arasında dedim ama salata tarifini epey açık ettim. Salatayı hazırlarken Sezen Aksu’dan ‘Kalbim Ege’de Kaldı’ şarkısını açmayı unutmayın. Afiyet de olur cennet de.