Giriş
Geçen gün bir davette arkadaşım anlattı. ‘5’liyim’ diyen bir arkadaşlarıyla Z kuşağı bir stajyer “85’liyim dermiş” diyerek alay etmiş. En fazla 95’li gösteriyor zira. 2005 dese bile şaşırtmazdı eminim. Çünkü 2000’lerden sonra doğanların da fazla olgun görünmek gibi bir durumu var.
X ve Y kuşakları zamanın kilidini çözmüş gibi. En son havalimanındaki free shop kasasında içki hakkı dolan iki genç pasaportumla içki almak için yardım istediğinde kasiyer pasaportuma bakmadan “Sizin yaşınız tutuyor mu?” diye sorunca bir tık mutlu oldum tabii. Yaşla ilgili hiçbir derdim bulunmasa da olduğumdan genç görünmek çok eğlenceli! 2000’lerde doğan gençler flört amaçlı yaklaştığında da şaşkınlığa uğruyorum. Haha. Özellikle Y, yani milenyum kuşağı (28-43 yaş grubu) neden yaşlanmıyor? Ya da yavaş yaşlanıyor? Zamanda donduk veya sıkıştık mı yoksa biz? Benjamin Button mı olduk? TikTok, “Why don’t millenials age?-Milenyumlular neden yaşlanmıyor?) içerikleriyle dolup taşıyor. Benimle hemen hemen aynı yaşta olan tüm arkadaşlarım en az 5-10 yaş daha genç görünüyoruz.
ÖN KAMERANIN SİHRİ
Lisedeki öğretmenlerimiz de 30 yaşındaydı. Ama biz onlardan farklı görünüyoruz. Ayrıca farklı da davranıyoruz ve farklı yaşıyoruz. Evlenmek, çocuk yapmak, ev sahibi olmak gibi büyük sorumlulukları ertelemek, sigara içmemek, güneş kremi kullanmak, içki içmemek, botoks ve cilt bakımı gibi yaşlanmayı geciktiren önlemleri erken alma imkanı bulmak, anlamlı bağlantılar kurmak için çabalamak, gelişmiş ve kişiselleştirilmiş egzersiz yöntemleri uygulamak, uykunun gücünü keşfetmek, süper besinlere erişmek, erken gençliği akıllı ekran bağımlılığından uzak yaşamış olmak gibi birçok bilimsel ve teknik açıklaması var bu durumun. Ama bence en önemli etkenler sigara içmeyi havalı bulmamak ve kendimizi ön kameradan her gün gördüğümüz için görüntümüze dair büyük bir kontrol mekanizması geliştirmiş olmamız. Bu gelişmeler yaşlılık ve yaş alma kavramını artık sıkıcı ve korkutucu olmaktan çıkarmalı. Rakamsal yaşlılık damgalanmamalı. Çünkü yaş almak bu hayattaki en büyük ayrıcalıklardan biri. Bir doktorun ağzından beş yıl daha yaşama şansınızın yüzde kaç olduğunu duyabildiğiniz durumlar ve gerçekler de var bu hayatta. Önemli olan yaşların bize ne kattığı. Artık ben “Yaş alma, baş al” diyen rahmetli anneannemi anladığım yaştayım.
SESSİZ İSTİFADAN SONRA SESSİZ SEYAHAT
Uzaktan çalışma kültürü sessiz istifa dalgası getirmişti. Bir çalışanın mutsuz olduğu iş yerinde işten ayrılmak yerine inisiyatif almayı bıraktığı ve sadece beklenen en az çabayı sarf etmesine deniyor sessiz istifa. Pasif agresif bir yöntem yani. Şimdi iş dünyasında bir de sessiz seyahat dalgası hakim. ABD’de Y kuşağı çalışanlarının yüzde 37’si patronlarını bilgilendirmeden izin aldıklarını söylüyor. Bu bir başkaldırı değil. İçgücünün yüzde 40’ını oluşturan Y kuşağı, tatil süresi isteme konusunda isteksiz. Çünkü bunu yapmanın kendilerini giderek daha acımasız hale gelen bir ofis ortamında tembel ve miskin gibi gösterdiğini düşünüyorlar. Baskının arttığı ve insani duyarlılıkların azaldığı bir çalışma kültürünün yarattığı sonuç da diyebiliriz. Bunu yapanlar işlerini sorunsuz yetiştirdiğini ve daha verimli çalıştığını iddia ediyor. İş ve özel hayat dengesini bulan herkesin daha verimli çalıştığı kesin.
BU YAZIN HİTLERİ
2024 yazında her yaş grubunun uyabileceği en gözde akımları ihtiyacı olanlar için sıralıyorum:
* Arkadaşlık bileklikleri: Taylor Swift turnesi sayesinde en yakın arkadaşlara özel boncuk bileklikler yeniden yükselişte. İnternet aramalarında yüzde 122 artış varmış!
* Kırmızı ruj: Yine bir trend tahmincilerini şaşırtan Swift modası bu. Konserlerinde sürdüğü kırmızı saten bitişli Pat McGrath marka ruj yok satıyor. Muadili olanlar da öyle!
* Havlu elbise: Balenciaga’nın bele sarılmuş havlu şeklindeki eteğiyle dalga geçildi. Ama havlu dokusu, iklim krizini hücrelerimizde hissettiğimiz bu yazın en büyük kurtarıcısı. Şık ve modern havlu elbiseler için dünyaya bakan Türk marka ‘Dare London’ koleksiyonlarını tavsiye ederim.
* Jel sandalet: 1990’ların jel sandaletleri yumuşak ve nefes alan ayaklar için geri döndü.
