Bugün satın alma kararlarımızın çoğunu pazarlama uzmanları belirliyor. Gözümüze güzel gelen, bizi çeken, sahip olma isteği yaratan, durduk yere ihtiyaca dönüşen lükslerin tamamı onların eseri. En gözde müşterileri ise biz kadınlarız. Bu ürünleri bizlere ulaştırmak için ‘ikonik’ figürleri ve medya gücünü kullanıyorlar. Yani bizler de bir parçasıyız bu çarkın. Ben kendimi müşteri olarak konumlandırdığımda etki altına girdiğim kadınların ‘proje figürler’ olduklarını fark ediyorum. Evrensel dilde ‘it girl’, yani havalı, ilgi alanı yaratan, çabasız bir stili olan ‘ikonik kız’ denilen bu kişiler zamanla değişti. Bugün ‘it girl’ denilince Hailey Bieber, Sofia Richie, Kendall Jenner, Bella Hadid gibi modellerin adı anılıyor. Peki onlar ‘it girl’ tanımını karşılıyor mu?
ÜRETİLİYORLAR
Moda ve pazarlama dünyasının yeni tartışması bu. Çünkü ‘it girl’ eskiden kendi kendini var eden kadınlar için kullanılıyordu. Lady Diana, Kate Moss, Jane Birkin, Winona Ryder, Olsen Kardeşler gibi... Yani kendilerine has hayat tarzları, kimseye benzemeyen ve her seferinde sürpriz yaratan stilleriyle bir cazibe merkezi oluşturan kadınlar için. Bu kadınlar kendilerini ‘yaratıyorlardı.’ Ama bugünkü ikonik kadınlar, büyük PR (halkla ilişkiler) projeleriyle ‘üretiliyor.’ Hatta kendi imajları için çılgın paralar döküyorlar. Hepsi de çok ünlü ve varlıklı ailelerin kızları. ‘İkonik’ sıfatını tesadüf veya çaba eseri almıyorlar. Dolayısıyla bir yaratıcılıktan bahsedemiyoruz.
YAPAY TARZLAR
Yani aslında hepsi PR mekanizmasına ihtiyaç duyan dümdüz birer ‘zengin’ken bugünün dünyasında bize ikon olarak pazarlanıyor. Aktör ve siyasetçilerle ünlü Baldwin ailesinin kızı Hailey Bieber’ın gittiği her yere paparazzileri çağırdığı, fotoğrafçıları poz açıları için yönlendirdiği, fotoğraflarını dergilere yollamaktan sorumlu bir PR ekibinin olduğu söyleniyor. Paparazzilerden kaçarken çekilen fotoğraflarında bile ikonik görünen o kuşaktan ne kadar farklı ve yapay, değil mi? Gerçi yapay zeka çağında, insanların istatistiklere indirgendiği bu ruh ve derinlik yetmezliği yaşanan çağda gerçek olan ne var ki ikonlarımız gerçek olsun?
Karl Lagerfeld mezarında ters dönmüştür
Chanel, parfümü ‘Chance Eau Fraiche’ için Brooklyn’de bir mağaza açıyor. ‘Chanel Lucky Chance Diner’ adlı bir lezzet ve tanışma deneyimi sunuluyor. Bu ‘pop-up’ mağazada Chanel markalı pembe ikram ve içecekler olacak. Ama bunlar markanın yıllar yılı oturttuğu disiplinli beslenme vizyonuyla taban tabana zıt. Bu vizyonu markaya katan efsanevi baştasarımcı Karl Lagerfeld’di. Kendisi çekim stüdyolarında ekmek, şeker, yağ gibi kalorili herhangi bir şeye tahammül edemezdi. Adamın 36 yılda oluşturduğu imaja saygı duyulmamasının bir bedeli olacaktır...
BİR BURNING MAN VARDI
Bir Burning Man vardı, hatırlarsınız. Şeyma Subaşı ile ülkemizde de ünlenen meşhur çöl festivali. Bugünlerde yine düzenlendi. Ama eski cazibesinden eser yok. Geçen yıl 80 bin kişi gitmişti. Bu yıl 60 bin kişiye bilet zor satılmış. Nedeni hem hayat pahalılığı hem de Beyonce, The Weeknd, Taylor Swift gibi yıldızların konserlerine gitmenin daha havalı olması. E çünkü zorlama olan her şeyin bir ömrü var. Böyledir işte insan, oyuncağıyla işi bitince bir daha dönüp bakmaz yüzüne.