“Her üç fenomenden biri sahtekar.” New York’taki Brooklyn Chop House ve Brooklyn Dumpling Shop’un sahibi Stratis Morfogen böyle diyor. Morfogen, kendisine fenomen süsü verip bedavaya yemek yemeye çalışan sosyal medya ünlülerinden bıkmış. Yılda en az 200 sahte fenomenin kendini ağırlatmaya çalıştığını söylüyor. Artık onları satın alınmış takipçi ve beğenilerinden tanıyor. Hatta matematiğini de biliyor. “1.8 milyon takipçisi olan birinin gerçek takipçi sayısı 100 bin olabiliyor. Bunu çözmem 3 dakikamı alıyor” diyor.
Ayrıca “Gerçek bir gazeteci ve blogger asla böyle bir şey istemez. Sahte ünlüler ise işlerini bu tezgahla yürütüyor. Artık reddettiğimiz fenomen sayısı kabul ettiklerimizi geçti” diyor. ‘Eatingnyc’ ismiyle 2014’ten bu yana tanınan lezzet avcısı Alexa Matthews gibi birçok amatör restoran eleştirmeni de yeni neslin restoranları sömürmeye çalıştığını söylüyor.
YOKLUKTAN ZENGİN OLMA FETİŞİ
İşte yeni neslin temel sorunlarından biri bu. Alexa’nın 8 yılda geldiği yere bir hesap açıp takipçi satın alarak gelmeye çalışmaları, hak edilmemiş bir hayatın peşinde olmaları. İngiltere’de de buna paralel bir tartışma var. Sosyal hareketlilik uzmanı Katharine Birbalsingh, gençlere çocukluktan itibaren yanlış rol modeller çizildiğini söylüyor.
Yokluktan zengin olan, işçi sınıfında doğup Oxford’a, Cambridge’e giden insan hikayelerinin, cerrah, avukat olarak sınıf atlanabileceği inancının sosyal hareketliliğe darbe olduğunu söylüyor. “Bu bakış açısı, sadece birkaç kişinin izleyebileceği elit bir yol olduğu, kalanın da görmezden gelindiği bir toplumsal düzen algısı oluşturuyor. Oysa hayat küçük adımlarla kurulur, merdiven basamak basamak çıkılır, gerçekçi olmayan örneklerle işçi sınıfı çocuklarının aklı karışıyor.
Uzun süredir işsiz olan bir anne-babanın iş bulması da kutlanmaya değerdir. Bu kişilerin illa doktor, avukat olması gerekmez” diyor. 10 bin lisans öğrencisiyle yapılan bir araştırmada yüzde 11’i üniversiteye gitmek yerine başka bir şey yapmak istediğini söylemiş. O ‘başka bir şey’ de sosyal medyada görülen ‘kolay hayatlar’...
BAŞKASININ NİŞAN YÜZÜĞÜ DENENİR Mİ?
Yeni nişanlanan bir genç kadın, yüzüğünü denemek isteyen damat adayının yeğenini reddedince ortalık gerildi. Geçen haftanın çevrimiçi ortamda en çok tartışılan konularından biri olan hikayede iki taraf da birbirini suçluyor.
Gelin, daha önce nişanlısına “Evlilik konusunda biraz fazla hızlı gitmiyor musun?” diyen 21 yaşındaki yeğeninin verdiği enerjiden rahatsız olduğu için yüzüğü de denetmek istemediğini söylüyor. Ancak bu durumu yeğen annesine, yani damadın kız kardeşine aktarınca ailede işler karışmış. Görümcesi, gelini şimdiden damat ile ailesi arasına bir mesafe koymaya çalışmakla suçluyor.
Gelin ayrıca kimsenin bir başkasının nişan yüzüğünü denemeyi teklif etme hakkı olmadığını savunuyor. Katılıyorum. Yakınlık fark etmeksizin başkasının yüzüğü, aksesuarı, gözlüğü, kozmetik malzemesi, ayakkabısı ve herhangi kişisel bir eşyası, o kişi “Al, bir dene istersen” diye teklif etmediği sürece denenmez, denemek için de sorulmaz…