Rükzan SağırNakitçiler ve temassızcıların büyük savaşı

HABERİ PAYLAŞ

Nakitçiler ve temassızcıların büyük savaşı

Yabancı bir ülkedesiniz. Tuvalet ihtiyacınız var. Umumi bir tuvaleti ücretli kullanmak istiyorsunuz. Ama üzerinizde sadece nakit para var. Kartınız yok veya temassız ödeme işlemi yok veya çalışmıyor. İhtiyacınızı göremiyorsunuz. Çünkü tuvalet sadece temassız işlemle çalışıyor... Bu anlattığım durum ütopik bir sahne değil.

Nakitçiler ve temassızcıların büyük savaşı

Bizzat bugünün gerçeği. Dünya bu aralar nakitçiler ve temassızlar olarak tam ortadan ikiye ayrılmaya başladı. Avrupa’da bazı yerlerde kart kullanımı zorunlu. Örneğin sosyalist solcular İsveç’te nakit parayı neredeyse tamamen ortadan kaldırdı. Hollanda’da bazı toplu taşıma hatlarında karttan başka çareniz yok. Fransa’da ise nakit para kabul etmeyen tüccarlar ceza kanununa tabii. İngiltere’de de bir borcun ödenmesi için nakit kabul edilmesi şartı var. ABD’de bazı eyaletlerde nakit para kullanımını koruyan yasalar hazırlanıyor. Bazı eyaletlerde tüccarların sadece nakit para kabul etme zorunluluğu var. Hatta Türkiye’de de en son nakit kullanımı azaldığından garsonlara bahşişin kartla ödenmesine dair bir uygulama tartışması var. Pandemide virüs paradan bulaşıyor diye kullanımı daha da yaygınlaştı.

Haberin Devamı

Nakitçiler ve temassızcıların büyük savaşı

KONTROL ETMEK İÇİN

Hatta temassız POS makinesi olmayanlara aşı karşıtı, gerici muamelemesi bile yapıldı, yapılıyor. Bankamatiklerin sayısı azalıyor. Kredi kartı, çok büyük, abartılı harcamaları daha hızlı yapabilmek için icat edilmişti bu arada... Bugün, sakız almak için bile kullanıyoruz. Temassız işlemlerin hele de bugünün enflasyonist döneminde hayatı kolaylaştırdığı gerçek. Ama karşılığında ne tür bir bedel ödediğimizi biliyor muyuz? Her alışverişimizle bir iz bırakıyoruz. Yani bizi kontrol etmek isteyen güçlere mahremiyetimizi altın tepside sunuyoruz. Zaten nakit paradan nefret eden otoritelerin asıl nefret ettiği şey, kontrol gücünü kaybetmek. Nakit paracılar ise bunun verdiği güven, özgürlük ve rahatlık hissini seviyor. Eminim başka bir dilde bozuk para şıkırtısı ve cüzdandaki banknotun yarattığı hafif duyguya dair bir tanım vardır. Nakit parası olmayan bir insanın hayattaki çaresizliğini bir düşünmek gerek. Kartınızın, sizle ilgili olmayan bir nedenden reddedilme riski her zaman var. Çin’de kullanılan ‘sosyal kredi’ sistemini duymuş muydunuz? Devletin para cezaları ya da vergilerini ödemediği gerekçesiyle hedef aldığı kişiler, ülke içinde seyahat kısıtlamasına tabii oluyor. Sosyal kredi puanınız düşükse hareket edemiyorsunuz! Nakit paranın tamamen kaldırılması toplumların kendini hapse atması gibi bir şey.

Haberin Devamı

Nakitçiler ve temassızcıların büyük savaşı

ÖDEM YAPMAYAN MAKARNANIN SIRRI!

Gluten, yani karbonhidratta yer alan protein. Hamurun ağ benzeri yapısını oluşturan ve hamura elastikiyet kazandıran bir protein grubuna deniyor. Son yıllarda düşmanlaştırıldı ve glutensiz beslenme modası var. Herkes için eşit derecede zararı yok oysa ki. Çölyak hastası veya gluten alerjiniz yoksa büyük bir sorun değil. Ama hassasiyetiniz varsa bağırsaklarda iltihaplanmaya neden olabiliyor. Vücutta su tutulmasına, ödeme, derinin pul pul kurumasına yol açabiliyor. İltihaplanma da kanserin en önemli tetikleyicilerinden! Ama biz hamurişi toplumuyuz. Simitsiz bir hayat mümkün mü? Ben tercih etmem. Onun için Söke Un glutensiz un da üretmeye başlamış. Şef Yağız İzgül de bize glutensiz undan simit, kek, ekmek dahil bilumum hamurlu lezzetler hazırladı. Bu lezzetleri tadarken Diyetisyen Şükran Yıldız’la tanıştım. Tarifleri birlikte geliştirmişler. Dyt. Yıldız, kendisine danışan arkadaşlarımın çok memnun kaldığı bir uzman. Bulmuşken sordum: “İtalya’da pizza, makarnayı, Fransa’da kruvasanı hunharca yiyoruz. Yine de ödem de ödem diye gezmiyoruz. Neden burada en iyi restoranlarda yesek bile şişiyoruz?” Nedeni, özellikle İtalya’da ‘durum buğdayı’ kullanılmasındanmış. Durum buğdayı en sert buğday türü olduğu için irmik verimi ve buna bağlı olarak da makarnalık değeri oldukça yüksekmiş. “Bizim ülkemizde de var ama yaygın değil” dedi. Yetkililere sesleniyorum. Bitirelim bu ödem çilesini. Durum buğdayını yaygınlaştıralım. Arz ederim.

Haberin Devamı

Nakitçiler ve temassızcıların büyük savaşı

Paris Hilton - Ariana Grande

KADINLAR SESLERİNİ NİYE DEĞİŞTİRİYOR?

Normalde bebeksi, tiz bir ses tonları ve konuşma tarzları olan Paris Hilton ve Ariana Grande bu aralar ilginç bir konuyla gündemde. Hilton siyasi bir panelde konuşurken, Grande de bir programda çocukluğundan bahsederken birden ses tonlarını değiştirdiler. İnce sesleri birden derinleşti. Bu anlar milyonlarca kez paylaşıldı. Normalde böyle derin tonda konuştukları ama seslerini bilerek tizleştirdiklerini düşünenler oldu. Alakası yok. Kadınlar toplumsal taleplerde bulunduklarında ya da sempati ve saygı uyandırma dengesini korumak istediklerinde sesini istemeden ayarlamak zorunda hissediyor. Buna ‘vokal modülasyon’ deniyor. Sadece kadınlara özgü değil. Liderler de çok sık başvuruyor.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder