“Ağzım sussa, yüzüm konuşur” derler. Bu mecazi ifade gerçeğin ta kendisi. Yüzümüz ile kendimizi her anlamda ele veriyoruz. Çok stres yaşıyorsak, üzülüyorsak yüzümüzün de hüzünlü bir ifade alacağını biliyor muydunuz? Hatta mutsuz insanların yüzünde oluşan bu somurtkan ifadeyi yaratan etkiye bilim insanları ‘hüzün çizgileri’ diyor.
Tüm dünyayı üzen pandemi sonrası estetik kliniklerin kapısını üzgün ifadesinden kurtulmak isteyenler aşındırıyor. “Marionette çizgileri denilen bu çizgiler, ağız çevresinin aşağı sarkmasıyla oluşuyor. Hüzünlü ve mutsuz durmak, dudakların aşağı doğru inmesine, çenede sarkmaya yol açıyor. Ağız çevresindeki sarkmanın genetik, yaşa bağlı, fazla güneşe maruz kalma, kötü beslenme, yerçekimi etkisi gibi faktörleri de var” diyor Medikal Estetik Hekim Emre Çiçek. Neyse ki çaresiz değiliz. Hüzün çizgilerini sihirli iğnelerle azaltmak mümkün.
SAÇLAR LABORATUVARDA ÇOĞALTILIYOR
Nasıl kurtulacağımızı sorduğum Doktor Çiçek, “Marionette Çizgisi ağız kenarından çeneye kadar inen çizgiye denir. Marionette dolgu ile 10 dakika içinde hüzün çizgilerinizden kurtulabilirsiniz. İşlem ağrısız ve acısız” dedi. Pandemi sonrası estetik dünyasının en çok meşgul olduğu alanlardan biri de saçlar oldu. Dr. Çiçek, “Bu yaz en çok saçlar için kök hücre tedavisine rağbet var. Pandemide özellikle COVID-19’a yakalananların saçlarında dökülmeler, seyrelmeler oldu. Saç döküntüsü için dört tel saç alıp laboratuvarda çoğaltıyoruz. Saça özel işlemlerle enjekte ediyoruz. Tek seansta dökülmeyi durduruyor, yeni saç çıkarabiliyoruz” dedi. İnsan olarak yaşadığımız her ekstrem duruma karşı bedenlerimizin tepki vermesi ve bizim de bilimin yardımıyla kendimizin en iyi halinde kalmaya çalışmamız, hayata tutunmanın en nazik yollarından biri diye düşündüm bunları öğrenince….
KIVRIM MODASI DEVAM EDİYOR
Yine Dr. Çiçek’ten öğrendiğim kadarıyla:
Kardashian kadınları vazgeçmeye başladı ama estetik cerrahların yüzde 80’i BBL denilen Brezilya tipi kalça dolgusu işlemi için mesai harcıyor.
Onu dudak dolgusu, göz altına ışık dolgusu ve çene hattı dolgusu izliyor.
10 yıl önce revaçta olan küçük meme ve küçük poponun yerini alan kıvrımlı hatlarla birlikte kadınlar yüzlerinde daha keskin bir ifade istiyor. O nedenle kadınların çenelerine daha sivri, erkeklere de köşeli ve kare efekti veren dolgu yapılıyor.
OBEZİTE AMERİKAN KÜLTÜRÜNÜN SUÇU MU?
Bilimsel Social Science & Medicine degisinde 51 ülkedeki obezite oranlarının karşılaştırıldığı bir araştırma yayınlandı. Bireysellik kültürünün yaygın olduğu ülkelerde obezite oranının daha yüksek olduğu ortaya çıktı! ABD, Avrupa’nın kuzeybatısı ve bazı Latin Amerika ülkelerinde, özellikle erkeklerin vücut kitle endeksi, ortalamanın çok üzerinde. İşlenmiş, şekerli, yağlı gıdaların yaygın olduğu Amerikan kültüründe bu sonuç sürpriz değil. Sağlık giderlerinin azalmasını isteyen hükümetler insanları daha az yemeye ve daha çok hareket etmeye teşvik ettikçe özellikle erkekler, “Ben özgür bireyim. Bana ne yapmam gerektiğini söyleyemezsiniz. İstediğimi yerim” diye düşünerek hareket ediyor. Obez erkekler sağlık sorunları başgöstermedikçe cerrahi müdaheleleri hiç düşünmüyor. İnsanların özgür irade ile kendi hareket özgürlüklerini kısıtladığı bir paradoks da bu yüzyılın sınavı sanırım.