Perşembe günkü köşemde, yogayı kullanarak teşhircilik yapanlardan bahsetmiştim. Bu, gözlemlerimden çok, bizzat duyduğum hikayelere dayanan bir tespitti. Yoga, spiritüel bir pratik olduğundan teşhircilik amaçlı kullananlar bir yandan da derinlik sahibi birey taklidini çok güzel yapabiliyor.
Zemin müsait yani. Bu konudaki tepkime birçok destek aldım. Marka danışmanı ve eğitmen arkadaşım Enda Şengünler, birçok kadın ve erkeğin bunun farkında olduğunu ve ahlakçılık yapmakla suçlanmamak için sessiz kaldığını söyledi. Böyle davrananların işin uzmanı eğitmenlere de saygısızlık ettiğini belirtti. Dijital sanatçı ve küratör Andrea Pecatikov da çok güzel bir katkıda bulundu. Bu hilekarlığa ‘thirst trap’, yani ‘açlık tuzağı’ adının verildiğini söyledi. Açlık tuzağı, takipçileri cinsel olarak baştan çıkarmayı amaçlayan türdeki sosyal medya paylaşımına deniyormuş. Takipçinin “açlığına” atıfta bulunuyor yani. Bu, iki taraflı bir durum bu arada. Karşı taraf niyetini örtbas etmek için yogadır, pilatestir, her türlü teşhircilik numaralarını gösterip sizin açlığınıza oynayabilir. Ama buna düşen de zayıf halkadır.
GELİŞMİŞLİK SEVİYESİ KRİTERİ OLARAK:
REZERVASYON YAPTIRMA VE İPTAL ETME ADABI
Bir restorandaki rezervasyonunuzu iptal ettirmeniz gerektiğinde arayıp bildirir misiniz? ABD’de yaptırdıkları rezervasyona gitmeyenlerin oranı yüzde 28’miş. Bizdeki istatistiği merak ettim. Rezervasyon iptali işletmeler için ciddi yüke dönüşmeye başladığından, artık Batılı ülkelerde iptal ücreti uygulaması yaygınlaşıyor. Bazı restoranlar iptal için kişi başı 100 dolara varan iptal ücretleri talep ediyor. OpenTable, Resy gibi rezervasyon uygulamaları var. Birçok restoran, sadece bu uygulamalar üzerinden rezervasyon onayı alıyor. Müşterilerden kredi kartı bilgilerini sisteme girmeleri isteniyor. Müşteri rezervasyonu 24 saatten az bir zaman kala iptal ederse ücreti karttan çekiyorlar. İngiltere’de bunu bazı kuaförler de yapıyor. Rezervasyon iptalini bildirmek ve bedelini ödemek, medeniyet seviyesi kriteri haline geldi. Bizde durum nasıl? ‘Frankie’ ve ‘Biz İstanbul’ restoranlarının kurucusu Kaya Demirer ve Doğuş Otelcilik ve Perakende’den İşletme Grup Müdürü Çetin Kolukısaoğlu’na sordum.
AMAÇ SAYGILI İLİŞKİ
Kaya Demirer: Rezervasyon esnasında kapora ödemek, otelcilikte ve uçak seyahatlerinde yıllardır uygulanan ve dünyada kabul gören bir durum. Restorancılıkta geç bile kaldığımız bir konu. Bizim kültürümüzde rezervasyon disiplinle uygulanıyor. Ama iptal konusunda işletmeye aynı saygıyı göstermiyoruz. Hatta ‘no show’a (hiç bildirmeden gelmeme) kayıyor işler. Bunun kaybı iki yönden büyük oluyor. Birincisi başka misafir almadığınız için o gün o masayı satamıyorsunuz. Hasılat kaybı oluyor. İkincisi, misafirler o masaya geçmek istediğinde rezerve olduğunu söylediğiniz için mahçup olabiliyorsunuz. Son ‘şu saate’ kadar iptal edenden ücret alınmasa da o saatten sonra gelmeyenden alınmalı. Amaç, caydırma yöntemi ile işletmenin misafirden hak ettiği saygıyı görmesi.
Çetin Kolukısaoğlu: Bu konu biraz ülkelerin misafirpervelik kültürleri ve alım gücü ile alakalı. Günlük a la carte rezervasyonunda iptale ücret yansıtmanın misafiri korkutmadığından emin olmak gerekiyor. Genellikle Türkiye’de ‘önden, gündelik hazırlığın dışında hazırlık gerektiren’ durumlar için ön ödeme veya ücret cezası sistemleri uygulanıyor. Michelin yıldızlı restoranlar, fix menüler ya da büyük davet, ziyafet organizasyonları gibi durumlarda.
ALTIN ALMA ÇANTA AL
Lüks Fransız Hermes marka çantalar, kadınlar için gösteriş aracı olmanın çok ötesinde bir değere sahip. Bu çantalar durdukça pahalanıyor. Bugün alınan bir Hermes Birkin model, beş yıl sonra değerini ikiye katlayabiliyor. Onun için artık alıcıların yüzde 25’i çantayı yatırım amaçlı alıyor ve kullanmıyormuş. 12 bin dolarlık etiket fiyatlı siyah Togo 30 Birkin, ikinci el olarak 30 bin 500 dolara satılabiliyor.
Elmaslarla bezeli Himalaya Birkin 30 model, 450 bin dolara satılmıştı! Paranız varsa bile bu çantaları almak hiç kolay değil. Mağazalarında aylar süren bekleme listesine girmek gerekiyor. Onun için ikinci el piyasası daha yoğun. Hatta müşterilerin canına o kadar tak etmiş ki ABD’de markaya dava açıldı. Davada Hermes, müşterilerin Birkin model çanta edinmelerini zorlaştırmakla suçlanıyor... “Paramızla rezil olmak istemiyoruz” diye isyan etmişler resmen. Dava sonucunu çok merak ediyorum.